16. Hukuk Dairesi 2017/6 E. , 2020/4374 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2017/6 E. , 2020/4374 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KANUN YOLU: TEMYİZ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... Köyü çalışma alanında bulunan 121 ada 3 parsel sayılı 8263,73 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... ve müşterekleri adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasına dayanarak, bu bölüme ilişkin tapu kaydının iptali ile adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 1590,24 metrekare yüzölçümündeki bölümünün Hazine adına tesciline, üzerinde bulunan ağaçların ...’na ait olduğunun tutanağın beyanlar hanesinde gösterilmesine, geri kalan bölümün tespit malikleri adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (B) harfi ile gösterilen bölümünün dere yatağı vasfında olmadığı, davalı taraf yararına zilyetlikle iktisap koşullarının oluştuğu kabul edilmek suretiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki; tek jeolog bilirkişi tarafından düzenlenen raporda taşınmaz bölümünün dere yatağı niteliğinde olup olmadığı yönünde ayrıntılı bir değerlendirme yer almadığı halde bu rapora itibar edilmiş, denetime elverişli olmayan gerekçesiz ve soyut nitelikteki zirai bilirkişi raporu hükme esas alınmış, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin kim tarafından, ne zamandan beri ve ne şekilde sürdürüldüğü belirlenmemiş ve bu husus dinlenen mahalli bilirkişi tarafından da açıklığa kavuşturulmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca varılabilmesi için Mahkemece öncelikle, taşınmaza komşu 121 ada 2 ve 5 parsel sayılı taşınmazlara ait kesinleşen dava dosyaları bulunduğu yerden getirtilerek dosya ikmal edilmeli, bundan sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 2 jeoloji mühendisi 1 ziraat mühendisi ve fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif icra edilmeli ve yapılacak bu keşif sırasında dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan; dava konusu taşınmaz bölümünün geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, taşınmazın dere yatağı olup olmadığı ve derenin yatak değiştirip değiştirmediği hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen yerel bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişkiler giderilmeye çalışılmalı; ziraat mühendisi ve jeolog bilirkişi kurulundan, taşınmazın toprak yapısını ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklini ve süresini, taşınmazın hangi bölümünde hangi bitki örtüsünün hakim olduğunu, taşınmazın imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi, taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğini, dere yatağı niteliğinde olup olmadığını, dere yatağından kazanılıp kazanılmadığını, halen aktif dere yatağında kalıp kalmadığını, aktif dere yatağında kalmıyorsa derenin etkisi altında kalan yerlerden olup olmadığını bildirir ve eldeki dosyada (A) harfi ile gösterilen bölüm ile komşu 2 ve 5 sayılı parseller hakkındaki kesinleşen dava dosyalarında bulunan fen bilirkişi raporlarında (A) harfi ile gösterilen bölüme ilişkin karşılaştırmalı değerlendirmeyi içeren, taşınmazın her yönünden çekilen fotoğraflarla desteklenmiş, somut verilere ve bilimsel esaslara dayanan, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
Çekişmeli taşınmazın fen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mahkemece, taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümü yönünden, davanın kabulü ile bu bölümün davacı Hazine adına tesciline ve taşınmaz bölümünde bulunan söğüt ve ceviz ağaçlarının davalı lehine muhdesat olarak gösterilmesine karar verilmiş olup, hüküm, davacı Hazine vekilince yalnızca muhdesat yönünden temyiz edilmiştir. Taşınmazın üzerinde bulunan söğüt ağaçlarının arazide kendiliğinden yetişen ve bir emek gerektirmeden büyüyen ağaçlar olduğu dikkate alınmadan, söğüt ağaçlarının davalılardan Necati Demir’e ait olduğunun beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi doğru olmamıştır.
Hal böyle olunca; Mahkemece, fen bilirkişisinden taşınmaz üzerinde bulunan ceviz ağaçlarının dağılımının krokide işaretlenmesi istenmeli ve yalnızca ceviz ağaçları yönünden 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 19/2. maddesi uyarınca ait olduğu kişi lehine muhdesat olarak kütüğün beyanlar hanesine şerh verilmelidir. Mahkemece, bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16.10.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön