16. Hukuk Dairesi 2016/17694 E. , 2020/2545 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2016/17694 E. , 2020/2545 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi ... Köyü çalışma alanında bulunan 792 parsel sayılı 30816 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit edildikten sonra, ... Kadastro Mahkemesi’nin 1988/134 Esas, 1989/52 Karar sayılı 30.05.1989 kesinleşme tarihli kararı ile hükmen ... adına tescil edilmiştir. Aynı çalışma alanındaki 774 parsel sayılı 2384 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, vergi kaydı, tapu kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., kadastro sırasında murisi adına tespit ve tescil edilen 774 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün dava konusu 792 parsel sayılı taşınmaza dahil edildiği iddiasına dayanarak, tapu iptali ve adına tescili istemiyle 24.12.2015 tarihinde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda kabul nedeniyle davanın kabulüne, çekişmeli 792 parsel sayılı taşınmazın 05.05.2016 tarihli fen bilirkişisi raporundaki krokide (A) harfiyle ve mavi renkle boyalı şekilde gösterilen 1.202,91 metrekarelik kısmının davalı adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece davalınınn kabul beyanı nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen karar usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 12/3. maddesinde, “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.” hükmüne yer verilmiştir. Söz konusu bu süre hak düşürücü süre olup kamu düzenine ilişkin olduğundan mahkemece re’sen göz önüne alınması gerekir. Davanın, davalı tarafça kabulü bu durumun bir istisnası değildir. Somut olayda dava konusu 792 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespiti 30.05.1989 tarihinde kesinleşmiş olup, davanın açıldığı 24.12.2015 tarihine kadar kanunda belirtilen 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davanın hak düşürücü sürenin dolmuş olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön