16. Hukuk Dairesi 2016/15577 E. , 2020/839 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi Harmandarlı Köyü 104 ada 1, 5 ve 8 parsel sayılı sırasıyla 4.524.17, 4.244,73 ve 4.834,11 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, tapu kaydı, ifraz ve taksim nedeniyle; 104 ada 21 parsel sayılı 7.588,96 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz ise, miras yoluyla gelen hak ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... mirasçıları olan ... ve müşterekleri adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, çekişmeli taşınmazların müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak, miras hisseleri oranında tapu iptali ve adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen dosya yönünden davanın kabulüne, çekişmeli 104 ada 1, 5, 8 ve 21 parsel sayılı taşınmazların davalılar adına olan tapu kayıtlarının davacıların miras hisseleri oranında iptali ile iptal edilen kısımların davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taraflar veya murisleri arasında tüm mirasçıları kapsayıcı ve usulüne uygun bir rızai taksimin bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. Davacılar, çekişmeli taşınmazların tarafların ortak murisi ...’den intikal edip, terekesinin taksim edilmediği iddiasıyla miras hisselerine ilişkin olarak dava açmışlar; davalılar ise, çekişmeli 104 ada 1, 5, 8 parsellerin, tapu kayıtları nedeniyle adlarına tespit edildiğini ve davacıların murisi...’nun hissesini tespite esas 23.8.1985 tarih 43 sıra numaralı tapu kaydı ile davalılardan ...’e kayden satıp devrettiğini, çekişmeli 104 ada 21 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün miras malı olmayıp kendilerinin murisi ... tarafından 3.kişiden satın alınan bir yer olduğunu, geri kalan bölümünün ise mirasçılar arasında yapılan rızai taksim ile kendilerine isabet ettiğini, davacıların murisi ... ’e ise taksimen komşu 104 ada 23 parselin bırakıldığını savunmuşlardır. Keşifte dinlenen mahalli bilirkişi ..., kadastro çalışmalarından 3 ay evvel davacı ve davalı taraflar arasında rızai taksim yapıldığını ve her birine belli bir yer verildiğini; davacı tanığı ..., 2006 yılında tüm taraflar arasında rızai taksim yapıldığını ve davacıların murisi ...’nin çocuklarına 'çakallık mevkiinde' bir yer verildiğini duyduğunu beyan etmiş; davalı tanığı ..., çekişmeli 104 ada 21 parselin bir bölümünün evveliyatının babası ...’a ait olup davalıların murisi ...’e 50 yıl kadar önce sattığını ifade etmiş; davalı tanığı ... ise, 104 ada 21 parselin davalıların murisi Ziya tarafından satın alındığını, diğer taşınmazların ise ... adına tapulu olduğunu, ayrıca 2006 yılında davacı ve davalıları köy muhtarı olarak rızai taksim için bir araya getirdiğini ve taksim yapıldığını ifade etmiştir.
Çekişmeli 104 ada 1, 5 ve 8 parseller tapu kayıtlarına istinaden davalı taraf adına tespit ve tescil edilmiş olup, tespite esas kayıtlardan Ağustos 1985 tarih ve 43 sayılı tapu kayıtlarının incelenmesinde; anılan taşınmazların tarafların müşterek murisi Havva’dan intikal ettiği, Havva’nın 1973 tarihinde ölümü ile kocası Hasan ve evlatları ..., davacıların murisi ... ve diğer mirasçı ...’a terk ettiği; bilahare ... ve ...’nin, ... 1. Noterliği'nden verdikleri 15.03.1973 tarih ve 1471 sayılı vekaletnamenin aynı noterlikten tasdikli 26.12.1984 tarih ve 20215 sayılı örneği ile hisselerinin tamamını vekilleri İbrahim Deniz vasıtasıyla bilvekale Ziya oğlu ...’e sattıkları gerekçesiyle ...'nin hissesinin ... adına tescil edildiği anlaşılmakta olup, davacıların murisi ... Deniz 1976 tarihinde ölmüş olup, vekil edenin ölümü ile vekalet ilişkisi sona ereceğinden vekilin yapmış olduğu söz konusu bu satış hukuken değer taşımamaktadır. Dolayısıyla taraflar arasında çözümlenmesi gereken ihtilaf, ortak muris Havva’nın terekesinin taksim edilip edilmediği, ayrıca 104 ada 21 parsel yönünden çekişmeli taşınmazın hangi bölümünün 3. kişiden satın alındığı ve hangi bölümünün muristen intikal ettiği, bir taksim yapılmış ise bu taksime muristen gelen tüm taşınmazların konu olup olmadığı ve özellikle tarafları taksim için bir araya getirdiğini beyan eden davalı tanığı ...’un beyanında, taksim esnasında davacılardan ...ile..., davalılardan ... mirasçısı ...ve ... mirasçısı ...’un bulunduğunun belirtilmiş olması karşısında murisin diğer mirasçılarının taksimde temsil edilip edilmediği noktasında toplanmakta olup, bu hususlarda alınan beyanlar uyuşmazlığı çözmeye yeterli değildir. Ayrıca davacılardan ...'nun, ve çekişmeli 104 ada 21 parsel sayılı taşınmaz hakkında daha önce aynı nedene dayalı olarak açtığı davanın, Kadastro Mahkemesi’nin 2013/8-33 Esas, Karar sayılı kararı ile feragat nedeniyle reddedildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin 23.07.2013 tarihinde kesinleştiği, yine davaya konu 104 ada 1, 5 ve 8 parseller hakkında da aynı nedene dayanarak açtığı davasının ... Kadastro Mahkemesi’nin 2012/45-2013/ 45 Esas, Karar sayılı kararı ile sübut bulmadığından reddedildiği ve kararın da temyiz edilmeksizin 18.09.2013 tarihinde kesinleştiği anlaşılmakla, davacı ...’nun davası yönünden, 6100 sayılı HMK'nın 114/1-i maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken; bu hususunda göz ardı edilmesi de isabetsizdir.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, paylaşıma dayanan davalı tarafın, paylaşımın varlığını, paylaşım tarihini, paylaşıma bütün paydaşların veya yetkili temsilcilerinin katıldıklarını ve paylaşımda paydaşlara verilen paylar ile bunların akıbetlerini kanıtlamakla yükümlü olduğu, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 15. maddesi uyarınca harici paylaşımın belgelerle ve bilirkişi ve tanık beyanları ile kanıtlanabileceği gözönünde bulundurulmak suretiyle, paylaşıma dayanan davalı taraftan bu hususa ilişkin delilleri sorulmalı, varsa dayandıkları kayıt ve belgeler getirtilip dosya tamamlandıktan sonra mahallinde üç kişilik yerel bilirkişi kurulu ve taraf tanıkları ile fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte kök muris ...’in ölümünden sonra mirasçıları arasında yöntemince yapılmış bir taksimin olup olmadığı, taksim yapılmışsa ne zaman ve nerede yapıldığı, muristen gelen tüm taşınmazların taksime konu edilip edilmediği, taksime tüm mirasçıların veya yetkili temsilcilerinin katılıp katılmadığı, her bir mirasçının payına karşılık ne aldığı, paylarına karşılık aldıkları taşınır ve taşınmaz mallarının akibetlerinin ne olduğu ve davalı tarafın taksimen diğer mirasçılara bırakıldığını iddia ettiği taşınmazlara ait tutanak ve kayıtlar incelenerek, söz konusu taşınmazların ne şekilde iktisap edildiğine ilişkin hususlar yerel bilirkişiler ve tanıklardan tek tek ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı; özellikle çekişmeli taşınmazlardan 104 ada 21 parsele komşu olan 104 ada 22 parselin muris Havva mirasçılarından dava dışı ... adına, 104 ada 23 parselin ise davacılardan Mustafa ve ... adına belgesizden tespit edildiği dikkate alınarak, bu taşınmazlarında ortak muris Havva’nın terekesine dahil olup olmadığı, evveliyatlarının kime ait olduğu, çekişmeli 104 ada 21 parsel sayılı taşınmazda 3. şahıstan satın alınan bir bölüm bulunup bulunmadığı, varsa bu bölümün neresi olduğu belirlenip teknik bilirkişiden krokisinde işaretlenmesi istenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tutanak örnekleri ve varsa dayanaklarını oluşturan kayıtlarla denetlenmeli ve bilirkişi ve tanık sözleri arasında doğabilecek çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılarak yöntemince giderilmeye çalışılmalı ve bundan sonra taksimde eşitliğin kural (şart) olmadığı gözetilmek suretiyle tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar ve davacı ... yönünden ise kesin hükmün varlığı göz ardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
16. Hukuk Dairesi 2016/15577 E. , 2020/839 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat