16. Hukuk Dairesi 2016/16917 E. , 2020/776 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2016/16917 E. , 2020/776 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu, ... İlçesi Kabaarmut Köyü çalışma alanında bulunan 118 ada 11 parsel sayılı 1.378,25 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile murisleri ... mirasçıları adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne çekişmeli 118 ada 11 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile ...’ya ait veraset ilamındaki hisseleri oranında mirasçıları adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı taraf, kadastro çalışmaları sonucunda ham toprak olarak Hazine adına tespit ve tescil edilen çekişmeli taşınmazın, murisleri ... mirasçıları adına miras hisseleri oranında tescili istemiyle dava açmış olup, murisin dosya arasında bulunan veraset ilamına göre, davacılar dışında ... adında bir mirasçısının bulunduğu anlaşılmaktadır. Murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin TMK'nın 701. ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğu kuşkusuzdur. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. TMK'nın 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerde oy birliği aranır. Dava da bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları ya da anlaşma sağlanamaz ise terekeye temsilci atanmak suretiyle dava açılması gerekir. Kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak açılan eldeki davada tapu maliki olan Hazine, murisin terekesi karşısında 3. kişi durumunda bulunduğundan, davada yer almayan diğer mirasçının yöntemine uygun bir biçimde muvafakatinin alınması veya davaya katılımının sağlanması ya da TMK'nın 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanarak onun huzuruyla yargılamaya devam edilmesi zorunlu olduğu halde, mahkemece bu şart yerine getirilmeden işin esasına girilmesi isabetsizdir. Her ne kadar yargılama sırasında adı geçen mirasçıya, davacı sıfatıyla tebligat çıkartılmış ise de, davaya muvafakat ettiğine dair beyanı bulunmadığından, dava şartının yerine getirildiğinden söz edilemez. Diğer taraftan, davanın esası bakımından yapılan araştırma, inceleme ve uygulama da hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Çekişmeli taşınmazın vasfının belirlenmesi hususunda tek ziraatçı bilirkişi tarafından hazırlanan raporla yetinilmiş ve taşınmazın niteliğini, üzerindeki zilyetliğin başlangıcını ve sürdürülüş biçimini belirlemede en etkili yöntem olan hava fotoğraflarından yeterince ve yöntemine uygun şekilde yararlanılmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, mahkemece öncelikle davacı tarafa; davada yer almayan diğer mirasçının yöntemine uygun bir biçimde muvafakatinin alınması veya davaya katılımının sağlanması ya da TMK'nın 640. maddesi uyarınca miras ortaklığına bir temsilci atanmasını sağlamaları için süre ve imkan tanınmalı; bu şekilde aktif dava ehliyetindeki eksikliğinin giderilmesi halinde; bu kez, tespit tarihinden 15-20-25 yıl öncesi zaman dilimi içerisinde çekilmiş, farklı tarihlere ait en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı ve bu hava fotoğrafları kullanılarak üretilmiş memleket haritaları ile temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları temin edilerek dosya arasına konulmalı, bundan sonra mahallinde, seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile 3 ziraat mühendisi, 1 jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve 1 fen elemanından oluşan bilirkişi heyetinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanları arasında oluşacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, çekişmeli taşınmazın üzerinde ekonomik amaca uygun zilyetlik bulunup bulunmadığı, ekonomik amaca uygun zilyetlik varsa hangi tarihten beri ve hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü, çekişmeli taşınmaz ile komşu taşınmazların toprak yapıları ve nitelikleri bakımından fark bulunup bulunmadığı hususlarını ve çekişmeli taşınmazın niteliğini, kullanım durumunu ve zilyetlik süresini kesin olarak belirleyen, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı ve rapora taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş, komşu taşınmazlar ile aralarındaki sınırları gösterecek şekilde renkli fotoğraflarının eklenmesi istenilmeli; hava ve uydu fotoğrafları jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek, hava fotoğrafı ve memleket haritası ile kadastro paftası ölçeğinin harita çizim programları aracılığıyla eşitlenmesi suretiyle çekişmeli taşınmaz konumunun çevre parsellerle birlikte harita üzerinde gösterilmesi istenilmeli ve hava fotoğrafları ile kadastro paftası çakıştırılıp stereoskop aletiyle inceleme yaptırılarak, dava konusu taşınmazın öncesinin ne olduğunun ve davacı tarafça ne şekilde kullanıldığının belirlenmesine çalışılmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir rapor ve kroki düzenlettirilmeli; tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri komşu taşınmazlara ait tutanak ve dayanaklarıyla ve ayrıca bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli ve bundan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.03.2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön