16. Hukuk Dairesi 2016/16961 E. , 2020/637 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

16. Hukuk Dairesi 2016/16961 E. , 2020/637 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ


Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Kadastro sonucu, ... İlçesi ...,... Mahallesi çalışma alanında bulunan 119 ada 14 parsel sayılı 1.539,42 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek, Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., satın alma ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazın bir bölümü hakkında, tapu iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 119 ada 14 parsel sayılı taşınmazın, fen bilirkişisi tarafından düzenlenen 27.04.2016 tarihli bilirkişi rapor ve eki haritada (A) harfi ile gösterilen ve kırmızı renkli kalem ile boyanan 196,12 metrekare yüzölçümündeki davalı Hazine adına kayıtlı bölümünün tapu kaydının iptali ile, davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli taşınmaz bölümü ile davacıya ait taşınmazın, zemin ve üzerinde bulunan meyve ağaçları itibariyle benzerlik gösterdiği ve çekişmeli taşınmaz bölümünün davacıya ait taşınmazın devamı niteliğinde olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiştir. Ne var ki, kesinleşen kadastro sonucunda devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek hali arazi vasfıyla tescil edilmiş olan taşınmazın öncesinin ne olduğu, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, öyle ise imar-ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı, emek ve masraf yapılmak suretiyle imar-ihya işlemlerinin tamamlanarak tarıma elverişli hale getirilmesini müteakip, kazanmayı sağlayacak süre ile zilyetliğin sürdürülmüş olup olmadığının belirlenmesi yönünden en etkili yöntem olan hava fotoğraflarından yararlanılmamış, ziraatçi bilirkişinin taşınmaz bölümünün niteliğini belirtmekten uzak, yetersiz ve soyut içerikli raporuna itibar edilmiş ve çekişmeli taşınmaz bölümünün niteliği kesin olarak belirlenmeksizin karar verilmesi cihetine gidilmiş olması nedeniyle yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme
ile hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, kadastro tespit tarihinden (2008) 15-20-25 yıl öncesine ilişkin farklı tarihlerde çekilmiş en az 3 adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Komutanlığından getirtilerek dosyaya konulmalı, daha sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları ile üç kişilik ziraat bilirkişi kurulu, fen bilirkişisi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, jeodezi ve fotogrametri mühendisi bilirkişisine yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik çift hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle inceleme yaptırılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, ekonomik amacına uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının, varsa imar-ihya çalışmalarının tamamlanma tarihinin, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş şeklinin ve süresinin belirlenmesine çalışılmalı, taşınmazın kadastro paftasındaki konumu bilgisayar programı aracılığıyla ölçekleri eşitlenmek suretiyle hava fotoğraflarına aktarılmalı; tanık ve yerel bilirkişilerden, taşınmazın önceki durumu, kime ait olduğu, kimden kime nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı, varsa imar-ihya çalışmalarının hangi tarihte tamamlandığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanları arasında oluşcak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle giderilmeye çalışılmalı; ziraatçı bilirkişi kurulundan, önceki ziraatçı bilirkişi raporunu da irdeler şekilde, çekişmeli taşınmazın eğimi, niteliği, toprak yapısı, bitki örtüsü, imar-ihya gerektiren yerlerden olup olmadığı, imar-ihya gerektiren yerlerden ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp tamamlandığı, ekonomik amaca uygun zilyetliğin hangi tarihten beri hangi tasarruflar ile sürdürüldüğü hususlarını ve çekişmeli taşınmazın kullanım durumunu kesin olarak belirleyen, bilimsel verilere dayalı ve komşu taşınmazlarla mukayeseli değerlendirmeyi içerir, ayrıntılı ve gerekçeli rapor aldırılmalı; taşınmazın konumu, toprak yapısı, üzerindeki bitki örtüsü ve çevre taşınmazlara göre arz ettiği özellikleri belirtir şekilde mahkemenin gözlemi tutanağa aktarılmalı; dava konusu taşınmazın tüm yönlerinden çekilmiş renkli fotoğrafları dosya arasına konulmalı; fen bilirkişisine, keşfi takibe ve denetlemeye imkan verir ayrıntılı rapor ve kroki düzenlettirilmeli; bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.02.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön