17. Hukuk Dairesi 2016/1154 E. , 2018/10822 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/1154 E. , 2018/10822 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davalı ... Turizm Servis ve Tic. Ltd. Şti yönünden davanın husumetten reddine,diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalı ... tarafından kullanılan davalı şirkete ait, davalı ... şirketi tarafından sigortalanmış ... plakalı aracın davacının kullandığı... plakalı motosiklete 11/08/2011 tarihinde çarptığını, kazada davacının kusuru bulunmadığını, kazadan kaynaklı olarak davacının malul kaldığını, ... şirketine gönderilen ihtarnamenin 27/10/2011 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen 8 gün içinde ödeme yapılmadığından 11/11/2011 tarihinde temerrütün oluştuğunu, davacının aylık kazancının 2.100,00 TL olduğunu bildirerek; fazlaya ilişkin hakları saklı tutmak sureti ile 30.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ... Şirketinden, 1.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş; 07/04/2014 tarihli ıslah dilekçesinde; maddi tazminat miktarını 56.607,07 TL olarak bildirmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, ... şirketine ait aracın zorunlu trafik sigortası poliçesi bulunduğunu, kusur oranında ve teminat limiti dahilinde sorumlu olunacağını, zararın tespit edilmesi gerektiğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Şirketi vekili, ... Şirketinin uzun süreli kiralama sözleşmesi ile aracı Datateknik şirketine kiraladığını, 07/01/2011 tarihinden itibaren bu şirket
tarafından aracın kullanıldığını, bu sebeple kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, işleten sıfatının bulunmadığını, zararın sigortadan talep edilebileceğini, davacı tarafın alkollü olduğunu, kusur oranının dikkate alınması gerektiğini, talep edilen miktarın fahiş olduğunu bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, ... 12. Sulh Ceza Mahkemesinde görülen davanın sonuçlanmadığını, davacının kusuru oranında indirim yapılması gerektiğini, aracın şirket tarafından uzun süreli kiralandığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davalı ... Turizm Servis ve Tic. Ltd. Şti yönünden davanın husumetten reddine, diğer davalılar yönünden maddi tazminatın kabulüne, manevi tazminatın ise kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
İşleten tanımı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3. maddesinde “Araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişidir. Ancak ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimse işleten sayılır” şeklinde yapılmıştır. 2918 sayılı ...'nın 3. maddesinde işleten sıfatını belirlenmesinde şekli ve maddi ölçüt olmak üzere iki ayrı ölçütten yararlanılmıştır. Şekli ölçüte göre trafik sicilinde malik görülen kişi işletendir. Maddi ölçüte göre ise, trafik sicilinde adı geçen kişinin önemi bulunmamakta olup önemli olan araç üzerindeki fiili hakimiyet, araçtan ekonomik yarar sağlama, masraf ve rizikolara katlanma gibi ölçütlerdir. İşletenin
belirlenmesinde doktrin ve ...'ın kabul ettiği görüş maddi ölçüttür.
2918 sayılı ...'nın 85. maddesi ise “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Bu yasal düzenleme karşısında, kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, bu araçların sahipleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılmasının bir başka kimseye devir edilmesi halinde (çok kısa bir süre olmaması kaydıyla), artık üzerindeki fiili hakimiyetin kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekip, bunun sonucu olarak da araç malikinin sorumlu tutulmaması gerekecektir. Gerek doktrinde, gerekse ...'ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması, araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir. Ancak bu konuda getirilecek delillerin üçüncü kişileri bağlayabilecek nitelikte ve güçte olması, özellikle zarara uğrayanların haklarını halele uğratacak bir sonuç yaratmaması şarttır.
Davalı ... Turizm Servis ve Tic. Ltd. Şti. vekili yargılama aşamasında aracı kiralama sözleşmesi ile kiraladığını ve işleten sıfatı bulunmadığını ileri sürmüş, mahkeme tarafından kira sözleşmesi nedeniyle davalı ... Turizm Servis ve Tic. Ltd. Şti.’nin işleten sıfatının kalmadığı gerekçesi hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, uzun süreli ve 3.kişileri bağlayacak güçte bir kira sözleşmesinin bulunup bulunmadığı, aracın fiilen teslim edilip edilmediği, ekonomik yararlanmanın kime ait olduğu, kira sözleşmesi ve kira bedelinin maliye ve vergi dairelerine bildirilip bildirilmediği, gerektiğinde işleten ve kiracının ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi marifetiyle inceleme
yaptırılmak suretiyle kira sözleşmesinin fatura, ruhsat ve cari hesap hareketleri gibi yan delillerle desteklenip desteklenmediği, davalının işletenlik sıfatının devam edip etmediği hususları detaylı bir şekilde araştırılarak ve tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
3-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise ... Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin ... Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen iş gücü kaybı hususunda ... Üniversitesi ... Ana Bilim Başkanlığından alınan bilirkişi raporu hükme esas alınmış ise de, rapor kaza tarihinde yürürlükte bulunmayan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre düzenlenmiştir. Kaza, 11/08/2011 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti açısından Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlüktedir. Bu durumda, trafik kazası nedeniyle iş gücü kaybı oranının kesin olarak belirlenmesi için kaza tarihinde yürürlükte bulunan söz konusu yönetmelik hükümlerine göre rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre, davalı ... vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA,
(4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin sair temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...'a geri verilmesine 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön