17. Hukuk Dairesi 2016/3959 E. , 2018/8362 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/3959 E. , 2018/8362 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı ...’nin ...Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün 381 014 6139 vergi kimlik numaralı mükellefi olduğunu, 17.04.2014 itibariyle vadesi geçmiş ve kesinleşmiş olan 89.226,10 TL vergi borcu bulunduğunu, davalı hakkında amme alacaklarının tahsiline ilişkin olarak takibat işlemlerine girişildiğini ancak takibat neticesinde borçlunun borcunu karşılamaya yetecek menkul ve gayrimenkul malvarlığının bulunmadığının anlaşıldığını, bunun üzerine kişi hakkında vergi dairesi müdürlüğünce tahsil güçlüğüne dair belge düzenlendiğini, 6183 sayılı Yasanın 54 ve devamı maddelerine göre yapılan malvarlığı araştırmaları neticesinde ... ada 9 parselde kayıtlı taşınmazını 28.10.2011 tarihinde kardeşi ...’ye, ... ada 860 parselde kayıtlı bulunan taşınmazlarını 16.08.2012 tarihinde kardeşi ...’ye sattığının tespit edildiğini, satış bedellerinin taşınmazların bulunduğu bölge için çok düşük olduğunu, vergi borcunun tarihleri ve ödemeleri incelendiğinde satış işleminin vergi borçlarının doğduğu tarihten sonraki döneme ilişkin olduğunu, bu durumun yapılan satış işlemlerinin
muvazaalı olduğunu ortaya koyduğunu belirterek ... , 2956 ada 9 parselde kayıtlı ana taşınmazda bulunan 4, 13, 14 ve 15 nolu bağımsız bölümlere yönelik tasarrufun iptali ile taşınmazlar üzerinde cebri icra yetkisi verilmesi ve muameleler neticesinde elde edilen meblağın ödenmesini, ... ada 860 parselde kayıtlı ana taşınmazda bulunan 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlere yönelik tasarrufun iptali ile taşınmazlar üzerinde cebri icra yetkisi verilmesi ve muameleler neticesinde elde edilen meblağın ödenmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, İcra İflas Yasasında 4949 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten sonra alacaklılara zarar verme kastının ölçü olarak getirildiğini, yani borçlunun mevcudunu eksiltmek tasarrufunun alacaklılarına zarar verme kastı ile yapılmış olmasını aradığını, müvekkillerinin kardeşleri olan Mehmet ile tasarruf ilişkilerinin tamamen farklı bir durumdan kaynaklandığını, tasarruf işlemlerinin tamamen mirasın taksimi ile ilgili olduğunu, 2005 yılında vefat eden babaları ...’nin vefatından bir süre sonra mirasçıların bir araya gelerek intikal eden iki taşınmaz da bulunan daireleri kendi aralarında paylaştıklarını, tarafların taksim işlemlerini tapuda karşılıklı satış işlemleri ile gerçekleştirdiğini, anneleri Ayşe’nin mirastan 1/4 hisse sahibi olması gerekirken benden sonra nasılsa çocuklarıma kalacak diyerek herhangi bir şey almadığını, karşılıklı rıza ile oluşan miras taksimi sonucu Kocasinan Kötügöller 9 parseldeki taşınmazdan 13 nolu dairenin müvekkili Hasan’a, 14 ve 15 nolu dairenin Şerife’ye buna karşılık taşınmazdaki 2. kat 4 nolu daire ile 7. kattaki 20 nolu dairenin davalı ...’e verilmesinin kararlaştırıldığını, ... 860 parseldeki taşınmazın muris Reşit ile kardeşi Ahmet’e ait iken 1 daire ile 1/2 bodrumun muris Reşit’e geçtiğini, Reşit’in vefatıyla müvekkilleri ile davalı ...’in taksim anlaşmaları sonucu bu taşınmazdaki hissenin tamamının Şerife’ye geçtiğini, Kötügöller mevkii 9 parseldeki 4 ve 20 nolu dairelerin bankalara olan borcundan dolayı icra kanalıyla satıldığını, tapuda yapılan tasarruf işlemlerin intikal eden taşınmazların taksimi ile ilgili işlemler olduğunu, bu işlemlerin amme alacağının tahsiline imkan
bırakmamak şartıyla yapıldığını iddia etmenin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmektedir.
Mahkemece toplanan delillere göre, davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6183 sayılı Yasadan kaynaklanan tasarrufun iptali davasıdır.
Davacı, borçlu ...'nin 1995 ila 2009 tarihleri arasında vergi borcu bulunduğunu, borcun doğumundan sonra murisinden intikal eden taşınmazları borcunu ödememek kastıyla (mal kaçırma) kardeşlerine devrettiği iddiası ile eldeki davayı açmış, davalılar ise murisin ölümünden sonra malları taksim ettiklerini dava konusu taşınmazların davalılara düştüğünü, beyan etmişlerdir. Mahkemece bu beyanlara itibar edilerek ve yazılı gerekçe ile borçlu ile kardeşleri arasında taksim olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Gerekçede taksimin varlığını gösteren bir delil olduğu belirtilmemiş ve tartışılmamış olup kanaate dayalı olarak hüküm tesis edilmiştir. Davalılar da Medeni Kanun hükümlerine göre taksimi kanıtlayan herhangi bir delil ibraz etmemişlerdir. Dosya arasına getirtilen tapu kayıtları ve eklerinden taksimin varlığını gösteren herhangi bir delil olmadığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamına göre taksimin varlığı kabul edilemeyeceği gibi, 2956 ada 9 parselin (kat irtifakıyla 4 ve 20 nolu daire) de intikal ve satışları göz önüne alındığında borçluya düştüğüne dair herhangi bir bilgi belge bulunmamaktadır.
O halde mahkemece işin esasına girilerek iptal koşullarının varlığı halinde tasarruf tarihi itibariyle doğan vergi borcu ve ferileri hesap ettirilip sonucuna göre karar vermek gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 27/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön