17. Hukuk Dairesi 2015/15463 E. , 2018/7864 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2015/15463 E. , 2018/7864 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, müvekkillerinin oğlu olan ...'nun idaresindeki araç ile seyrederken tek taraflı kaza yaparak vefat ettiğini belirterek şimdilik 100,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında talebini toplam 126.946,10 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile davacı ...'nun uğradığı 40.742,20 TL destekten yoksun kalma zararının ve ...'nun uğradığı 86.203,90 TL destekten yoksun kalma zararının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle maddi tazminat(destekten yoksunluk zararı) istemine ilişkindir.
Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Dava dilekçesinde desteğin şoförlük yaptığı belirtilmiş, aldığı ücrete ilişkin bir belge sunulmamış olup hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, ... Şoförler Odasından emsal ücrete ilişkin gelen yazı cevabı dikkate alınarak desteğin geliri aylık 1.700,00 TL (asgari ücretin 2,33 katı) kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Dosya içerisinde ...'dan gönderilen desteğe ait en son bordro örneği bulunmakta olup buna göre desteğin Ekim 2013 tarihinde günlük 102,15 TL ücret aldığı anlaşılmakla, bu somut durum karşısında desteğin 1.700,00 TL gelir elde edeceğinin kabulü hatalı olup, bu durumda aynı bilirkişiden desteğin bordroda belirtilen ücreti esas alınarak hesaplama yapılması için ek rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi doğru görülmemiştir.
3- Davacıların yıl bazında gerçek maddi zararlarının 360 gün esas alınarak buna göre hesaplanması gerekirken, mahkemece hükme esas alınan kök ve ek bilirkişi rapor(lar)ında 365 gün üzerinden hesaplama yapılarak zarar belirlenmiş, mahkemece, tazminat hukuku ilkelerine, hesaplama yöntem ve tekniğine aykırı şekilde 365 gün esas alınarak yapılan hesaplama ile belirlenen zarar miktarı benimsenerek karar verilmiştir.
Bu durumda mahkemece bilirkişiden yukarıda işaret edilen hususa ilişkin olarak ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
4-Hükme esas alınan 12.11.2014 tarihli kök bilirkişi raporunda, davacı anne ... yönünden oğlunun desteğinden yararlanacağı süre 24 yıl olarak belirtilmiş olmasına rağmen kök ve ek raporlarda, 34 yıl üzerinden (kaza tarihinden itibaren 2047 yılı dahil olmak üzere) hesaplama yapılmış olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön