17. Hukuk Dairesi 2015/18582 E. , 2018/4796 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2015/18582 E. , 2018/4796 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin faaliyeti gereği ... San. Tic.Ltd.Şti'den 2012 yılında 35.235,00 TL tutarında kömür satın aldığı ve bedelini aynı yıl ... Bankası ... Şubesi kanalıyla ödediğini, müvekkilinin bu tarihten sonra bu firma ile alışverişi olmadığı gibi nezdinde de alacağı kalmadığını, kömür satın alınan ve bedeli ödenen bu şirketin vergi borcundan dolayı ... Vergi Dairesi Müdürlüğünce 6183 sayılı Yasa gereği takip yapıldığı, 2013 yılında aynı Yasa'nın 79.maddesine göre müvekkiline haciz ihbarnamesi gönderildiğini, işçisine yapılan tebligattan haberi olmadığını beyan ederek, amme borçlusu şirkete borcunun kalmadığını, müvekkilinin dürüst bir tacir olup, olası hacizler ticari itibarına zarar vereceğinden, 6183 sayılı Yasa'nın 79.maddesi gereği 10.madde de sayılan teminatlar karşılığında dava sonuna kadar 3.şahıs müvekkili hakkındaki takibin durdurulmasını, müvekkili nezdinde amme borçlusu şirkete ait 29.860,00 TL tutarında istihkakı bulunmadığını, borcu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın tamamen yersiz ve mesnetten yoksun olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, 13/04/2013 haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle dava dışı borçlu şirketin davacı şirketten istihkak ve alacağının bulunmadığı, davacı şirketin dava dışı borçlu şirketin Vergi Dairesine borcundan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı, bu sebeple açılan davanın kabulü ile, davacının borçlu şirket...Pet.Teks.Gıda.San.Tic.Ltd.Şti.'ne dolayısıyla...Vergi Dairesi Müdürlüğüne borçlu şirketin borcundan dolayı borçlu bulunmadığının tespitine, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
Dava 6183 Sayılı AATUHK'nun 79.maddesi gereğince açılmış menfi tespit istemine ilişkindir.
Somut olayda haciz ihbarnamesi davacı ...'in firma çalışanı ...'a 13.04.2013 tarihinde tebliğ edildiği, tebliğ tarihi olan 13.04.2013 tarihi itibari ile 45.301,52 TL borcu olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, haciz ihbarnamesinin işçisine yapılması sebebi ile haciz ihbarnamesinden haberinin olmadığı gerekçesi ile, 11.07.2013 tarihinde borçlusuna 45.301,52 TL ödeme yaptığını, haciz ihbarnamesinin işçisine tebliğ tarihi olan 11.07.2013 tarihinde borcu bulunduğu ancak haciz ihbarnamesinin tebliğ edildiğinin öğrenildiğini beyan ettiği 30.07.2013 tarihi itibari ile borcunun bulunmadığının tespit edildiği bildirilmiş olup, mahkemece haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi olan 13.04.2013 tarihi itibari ile dava dışı borçlu şirketin vergi dairesine borcundan dolayı sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 12. maddesi “Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat ” başlığı altında tüzel kişiler adına tebligatı teslim alma yetkisine sahip kişileri düzenlemektedir. Madde metnine göre; “ (1) Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır. (2) Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.”
Tebligat Kanunu'nun 13. maddesinde “Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat” başlığı altında hüküm tesis edilmiştir. Madde metnine göre; “ Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler her hangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.”
Tüzel kişilerin tebliğ almaya yetkili memur veya müstahdemlerine tebliğ yapılabilmesi için tüzel kişilerin salahiyetli kişilerinin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmamaları ve tebliğ edilecek evrakı bizzat alamayacak bir halde olmaları gerekmektedir. Bu hususun tebliğ memuru tarafından bizzat araştırılıp tebliğ tutanağına yazılması gerekir. Bu, tebliğin geçerli olabilmesi için zorunlu bir kaidedir. Aksi takdirde yapılan tebliğ usulsüz olur. Tebligat Tüzüğünde Tüzel Kişilere Tebligatı Düzenleyen Hükümler 12059 sayılı Tebligat Tüzüğünde tüzel kişilere tebligat usulünü düzenleyen hükümler 17. ve 18.maddelerde yer almaktadır.
Tüzüğün 17. maddesi “Hükmi şahıslara ve ticarethanelere tebligat” başlığı altında tüzel kişiler adına kimlere tebliğ yapılabileceği düzenlenmiştir. Hükme göre; (1) Hükmi şahıslara tebliğ salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. (2) Vekaletlerin ve bunların teşkilatının, mülhak ve hususi bütçeli idarelerle belediyelerin, köylerin ve hususi kanunlarına müsteniden kurulmuş olan teşekküllerle, şirketlerin ve cemiyetlerin salahiyetli oldukları mümessilleri tabi kanunlara ve statülerine göre tayin edilir. (3) Hükmi ve hakiki şahsa ait bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticarethanenin o muamelede salahiyetli ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.
Yine Tüzüğün 18. maddesinde “ Hükmi şahısların memur ve müstahdemlerine tebligat“ başlığı altında tüzel kişinin yetkilileri bulunmadığı zaman tebliğin kimlere yapılacağı düzenlenmiştir. Madde düzenlemesine göre “ (1) Yukarıdaki madde mucibince tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, hükmi şahsın o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. (2) Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, hükmi şahsın yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tebligatın muhatabı olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle tavzif edilmiş bir şahıs olması lazımdır. (3) Bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edildiği takdirde tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır”
Tebligat Tüzüğü'nün 18. maddesinin 2. fıkrasında” Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, hükmi şahsın yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tebligatın muhatabı olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle tavzif edilmiş bir şahıs olması lazımdır.” Düzenlemeden de açıkça anlaşılacağı üzere tebligatı koşulları gerçekleşmesi halinde almaya yetkili memur veya müstahdem herhangi bir çalışan değildir. Yetkililerin tebligatı teslim alamamaları halinde bu iş ile görevlendirilmiş kişiler yani tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir personel gibi esasen bu iş ile görevlendirilmiş kimseler olması gerekir. Tüzüğün 18. Maddesinin son fıkrasına göre de “ Bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edildiği takdirde tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.” hükmüne haizdir.
Tebligata ilişkin yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda mahkemece firma çalışanı ...'ın tebligat almaya yetkili şirket çalışanı olup olmadığı dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden anlaşılamamaktadır.
Bu durumda, mahkemece, yukarıda açıklanan Tebligat Kanunu hükümleri gereğince davacı çalışanı Bünyamin Çalışkan’ın tebligat almaya yetkili şahıs olup olmadığı yönünde araştırma yapılarak, tebligat almaya yetkili şahıs olduğunun tespit edilmesi halinde, dava dışı Bünyamin'in haciz ihbarnamesini tebliğ aldığı 13.04.2013 tarihi itibari ile dava dışı borçlu firmaya borçlu olduğu bilirkişi raporu ile belirlendiğine göre, davacının davalı ... müdürlüğüne ödeme yapması gerekirken, ödemenin dava dışı borçlu firmaya yapılmasının yasaya aykırı olup, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, haciz ihbarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği hususunda araştırma yapılmaksızın ve bilirkişi raporunda belirlenen hususlar gözardı edilerek yazılı olduğu şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı İdare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön