17. Hukuk Dairesi 2015/10103 E. , 2018/4634 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacılar vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacı küçük ....'a çarpmasıyla oluşan kazada iki bacağı da kırılan çocuğun kalıcı maluliyete uğradığını, davacı baba Yavuz'un belgeli ve belgesiz birçok tedavi gideri yapmak zorunda kaldığını, tüm davacıların manevi zarara uğradığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve davalı ... şirketi sadece maddi tazminattan sorumlu olmak kaydıyla 1.500,00 TL. maddi ve 21.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili, davacıların 2 yaşında olan çocukları üzerindeki bakım ve gözetim yükümlülüğüne uymaması nedeniyle kusurlu olduklarını, davalı sürücünün kazada kusuru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... şirketi vekili, tedavi giderlerinden sorumluluğun ...'ya ait olduğunu, davacı tarafın kusur ve maluliyet ile zararı ispat etmesi gerektiği belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı yaşı küçük ....'ın, kaza nedeniyle kalıcı maluliyeti oluşmadığından maddi zararının bulunmadığı gerekçesiyle, davacı tarafın maddi tazminat isteminin reddine;
../...
- 2 -
2015/10103
2018/4634
davacıların manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile .... için 5.000,00 TL. ve diğer davacılar için 2.500,00'er TL'nin kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve Kerim'den tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle işgöremezlik tazminatı, tedavi gideri ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davacı ....'ın kazadaki yaralanması nedeniyle maluliyete uğradığını ve davacı anne babası tarafından belgeli belgesiz tedavi gideri yapıldığını iddia ederek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutup kısmi dava biçiminde açtığı davada, 1.000,00 TL. maluliyet tazminatı ve 500,00 TL. tedavi giderinden oluşan maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davacı çocuğun maluliyet oranının belirlenmesi bakımından, Erzurum ilinde 2012 ve 2013 yılında iki kez rapor alınmış, daha sonra Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu'ndan 2014 yılında bir rapor daha alınmıştır. Alınan son iki rapor arasında çelişki olduğu için, davacı tarafça Adli Tıp Genel Kurulu'ndan rapor alınması talep edilmiş ve davacılardan ... tarafından verilen 04.11.2013 tarihli dilekçeyle, maddi durumları iyi olmadığından, adli yardımdan yararlandırılmalarına karar verilmesi istenmiş olmasına rağmen bu konuda mahkemece herhangi bir karar verilmemiş; davacılar vekili davacı ... tarafından, 18.11.2014 tarihli duruşmada, maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi için ... Genel Kurulu'ndan alınmasını istedikleri rapor masraflarını karşılama gücünün olmadığı ifade edilip bu rapor alınmadan karar verilmesi talep edilmiştir. Anılan tüm bu talep ve beyanlar, davacı yanın, adli yardım talebinin kabulü ile maluliyet raporları arasındaki çelişki giderildikten sonra karar verilmesini istediğine ilişkin olup bu konuda karar verilmeden yargılamanın sonlandırılması yerinde olmamıştır.
Davacıların dosyaya yansıyan ekonomik sosyal durumlarına göre, davanın Erzurum'da görüldüğü ve ...'da bulunan ...'dan alınacak rapor nedeniyle doğacak masrafların davacıların ekonomik gücünü aşacağının açıkça belli olduğu; hak arama hürriyetinin korunması ve hakkaniyete uygun sonuca varılması gerekliliği gözetilerek; HMK'nun 335 vd. maddeleri gereği davacıların adli yardım taleplerinin kabulü ile yargılamaya devam edilmeden karar verilişi doğru olmamıştır.
2-Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve
../...
- 3 -
2015/10103
2018/4634
oranının belirlenmesi gerekmektedir. Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastaneleri'nin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacı çocuğun maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak maluliyet oranının tespiti bakımından alınan, .... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Başkanlığı'nın 24.05.2013 tarihli raporunda, davacı çocuğun kaza nedeniyle oluşan maluliyet oranının % 23,2 olduğu yönünde görüş bildirilmiş; itiraz üzerine alınan Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi'nin 28.05.2014 tarihli raporunda ise, davacının kaza nedeniyle kalıcı maluliyetinin bulunmadığı belirtilmiş, mahkemece de bu rapor esas alınarak karar verilmiştir. Alınan iki rapor arasındaki açık çelişki dikkate alındığında, mahkemenin maluliyet hususunda yaptığı araştırma yetersizdir.
Bu durumda mahkemece; kazayla ilgili olup davacının eksik kalan tedavi belgelerinin tamamı celbedilerek, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanunu'nun 15/a maddesinde verilen görev gereği, Adli Tıp Kurumu Genel Kurulu'ndan, çelişkilerin giderilmesi yönünde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Davacılar vekili, davacı ....'ın kazadaki yaralanması nedeniyle belgeli ve belgesiz birçok tedavi giderinin davacılar tarafından yapıldığı iddiası ile bu zararın da tazminini istemiş; kaza nedeniyle yapılması muhtemel tedavi giderlerinin hesaplanması için adli tıp uzmanı bilirkişiden alınan raporda, tedavi giderlerinin SUT hükümlerine göre ... tarafından ödeneceği, davacılar tarafından yapılmış malzeme- ilaç- yol- refakatçi giderleri için belgeleriyle birlikte başvurulduğunda, ... tarafından ödeme yapılacağı ve davacıların bu taleplerinden ...'nın sorumlu olduğu yönünde görüş bildirilmiş; mahkeme ise, davacı tarafın 19.04.2012 tarihli duruşmada, maddi tazminat talebinin sadece maluliyet zararına ilişkin olduğu yönünde beyanda bulunduğu ve bu zararın da oluşmadığının saptandığı gerekçesiyle, davacı yanın maddi tazminat talebinin reddine karar vermiştir.
Davacı yanın dava dilekçesindeki talep ve beyanları ile duruşmadaki beyanı arasında açıkça çelişki bulunduğu, mahkeme incelemesi kapsamında alınan raporun sadece belgeli tedavi giderlerine ilişkin olduğu ve belgesiz tedavi giderleri için mahkemece yapılmış inceleme olmadığı dikkate alındığında; davacı yanın tedavi giderlerinin talep edilmediği beyanının kapsamı muğlak olduğundan, bu beyana göre ve talep açıklatılmadan tedavi giderleri yönünden verilen karar da hatalı olmuştur.
Bu durumda mahkemece; öncelikle davacı tarafa uygun bir süre verilerek, dava konusu edilen tedavi giderlerinin ve talep edilmediği yönünde beyanda bulunulduğu kabul edilen tedavi giderlerinin açıklattırılması; daha sonra, talep edilen tedavi giderinin belgesiz tedavi gideri olduğunun bildirilmesi halinde, davacı çocuğun yaralanmasının mahiyeti ile iyileşme süresine göre yapılması kaçınılmaz belgesiz tedavi giderlerinin neler olabileceği ve miktarı konusunda, uzman doktor bilirkişiden rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
4-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre yapılacak yargılamada, davacı çocuğun maluliyet oranının saptanması üzerine davacıların manevi tazminat taleplerinin yeniden değerlendirilmesinin gerekeceği dikkate alındığında; davacılar vekilinin manevi tazminat ile yargılama giderlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1), (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 7.5.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2015/10103 E. , 2018/4634 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 1 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat