17. Hukuk Dairesi 2015/10249 E. , 2018/4555 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıların kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını açıklayıp 20.000,00 TL maddi tazminat ile 50.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren yasal faiz ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında maddi tazminat talebini artırmıştır.
Davalılar davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece toplanan delillere göre davanın kısmen kabul kısmen reddi ile, 132.755,13-TL maddi tazminatın olay tarihi olan 18.06.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ..., ...'den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, aynı tazminatın 20.000,00-TL'lik kısmının dava tarihinden, 112.755,13-TL'lik kısmının ıslah tarihinden itibaren davalı ... şirketlerinden tahsili ile davacıya ödenmesine, 15.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18.06.2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ..., ..., ...'den müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin
reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili, davalı ... vekili ile davalı ... vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin tüm, davacı vekili ile davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekilinin temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede;
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarara dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı , olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca
varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, Kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Somut olayda, davalıların iki ayrı araç ile karşılıklı çarpışmaları ile gerçekleşen kazada yaya olan davacının yaralanarak %58 oranında malul kaldığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın “bir miktar az” olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
Davalı ...'in temyiz itirazı yönünden yapılan incelemede;
3- 2918 sayılı ....’nun 99/1. ve ... Genel Şartları’nın B.2.b. maddesi uyarınca, sigorta şirketinin tazminatı ödeme yükümlülüğü kendisine riziko ihbarı yapıldıktan itibaren 8 işgünü sonunda başlar. Somut olayda, dosya kapsamından davalı ... şirketlerine bu yönde bir müracaat olup olmadığı belli değildir. O halde mahkemece, davacı vekilinden usulüne uygun olarak başvurusu olup olmadığının sorulması, başvuru mevcutsa başvurunun tebliğine ilişkin belgesi istenip, ibraz edildiğinde tespit edilecek tarihe 8 iş günü eklenmek suretiyle bulunacak tarihten itibaren davalı ... şirketlerinin faizden sorumlu tutulması, başvuru yoksa en erken dava tarihinde temerrüde düşürüldüğünün kabulü ile, dava tarihinden itibaren faizden sorumluluğuna hükmedilmesi, ıslah ile artırılan kısım yönünden de temerrüt/dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir. Her ne kadar davacı tarafından bu husus temyize konu edilmemişse de aleyhine maddi tazminata hükmedilen davalı ...'in hükmü temyiz etmekte hukuki menfaatinin bulunması nedeniyle davalı ... şirketlerinin temerrüde düştüğü tarih araştırılıp ancak icrai nitelikte bir hüküm kurulmayarak sadece sorumlu olduğu faiz başlangıç tarihinin tespitine yönelik taraflar arasındaki iç ilişkide geçerli olmak üzere hüküm kurulması için kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin tüm, davacı vekili ile davalı ... vekilinin davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 6.861,50 TL kalan harcın temyiz eden davalı ...
'den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalı ...'e geri verilmesine 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2015/10249 E. , 2018/4555 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 60 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat