17. Hukuk Dairesi 2015/18132 E. , 2018/4473 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2015/18132 E. , 2018/4473 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 08/05/2013 tarihinde ... 2.... Müdürlüğünün 2013/2926 Sayılı ... dosyası ile davalı ... aleyhine kambiyo senetlerine özgü ... takibi başlattığını, takibin kesinleşmesine rağmen borçlunun ödeme yapmadığını, takibe konu senedin vadesi olan 16/01/2012 tarihinden sonra borçlunun kendi adına kayıtlı olan ..., ..., ... mevkiinde kain ... parseli 18/09/2012 tarihinde diğer davalı ...'a 624,00 TL gibi çok ucuz bir rakama sattığını ileri sürerek İİK /278 gereğince, takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere tasarrufun iptaline karar verilmesini ve davacı alacaklıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulüne uygun tebligat yağılmasına rağmen cevap dilekçesi sunmamış, kendilerini vekille temsil ettirmemiş ve duruşmalara da katılmamışlardır.
Mahkemece; İİK'nın 278.maddesindeki iptal koşullarının oluşabilmesi için tasarruf tarihi ile aciz belgesi veya aciz belgesi niteliğindeki haciz tutanağının düzenlendiği tarih arasında 2 yılı aşkın sürenin geçmemesi gerekir. Somut olayda tasarruf tarihinin 18/09/2012 olduğu, aciz belgesi niteliğindeki haciz tutanağının tarihinin ise 29/01/2015 olduğu ve bu nedenle iki yıldan daha fazla bir zamanın geçmiş olduğu anlaşılmış olmasına göre davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
... ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun
haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da 'iyiniyet kurallarına aykırılık' nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı iptale tabi tasarrufları, üç grup altında ve İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde düzenlenmiştir. Ancak, bu maddelerde iptal edilebilecek bütün tasarruflar, sınırlı olarak sayılmış değildir. Kanun, iptale tabi bazı tasarruflar için genel bir tanımlama yaparak hangi tasarrufların iptale tabi olduğu hususunun tayinini hakimin takdirine bırakmıştır (İİK.md.281). Bu yasal nedenle de, davacı tarafından İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerden birine dayanılmış olsa dahi, mahkeme bununla bağlı olmayıp, diğer maddelerden birine göre iptal kararı verebilir (Y.H.G.K.25.11.1987 Tarih, 1987/15-380 Esas ve 1987/872 Karar sayılı ilamı). Genelde denilebilir ki, borçlunun iptal edilebilecek tasarrufları, alacaklılarından mal kaçırılmasına yönelik olarak yapılan ivazsız veya aciz halinde yapılan tasarruflar ile alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan tasarruflardır.
Somut olayda, dava konusu tasarrufun, borcun doğumununa neden olan 15.12.2011 tanzim tarihli senetten sonra yapıldığı sabittir. Borçlu adresinde 29.01.2015 tarihinde yapılan hacizde İİK'nun 105 .maddesi kapsamında aciz belgesi niteliğindedir. Mahkemenin dayanağı olan İİK'nun 278/3-2 maddesinin somut olayda uygulanması mümkün değildir. Çünkü bu maddenin uygulanması için gerekli olan ve anılan maddenin 2 fıkrasında belirtilen 2 yıllık süre geçmiştir. Diğer bir ifade ile tasarruflar hacizden itibaren 2 yılı aşan bir sürede gerçekleşmiştir.
Bu halde, mahkemenin tasarrufların iptali için gerekçe gösterdiği edimler arasındaki farkın dava konusu olaya uygulama uygulama imkanı olmadığından yerinde değildir. Diğer
tasarrufun iptal sebepleri olan borçlu ile diğer davalılar arasında tasarrufun iptalini gerektirir bir akrabalık bağı olduğu iddia ve ispat edilmemiştir. İİK'nun 280.maddesinin uygulanması için ise davacı tarafından davalı üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu ve alacaklılarından mal kaçırma amacını bilen kişiler oldukları somut olarak ispatlanmamıştır. Dosya arasındaki bilgi ve belgelerden tasarrufun iptalini gerektirecek bir sebep bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi sonucu itibarıyla doğru görüldüğünden dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 3,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 25.4.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön