17. Hukuk Dairesi 2017/4378 E. , 2018/4042 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2017/4378 E. , 2018/4042 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki İtirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkiline kasko sigortası ile sigortalı olan ... plakalı araca, davalıların yasal mirasçısı müteveffa ...'in hem işleteni hemde sürücüsü bulunduğu ... plakalı aracın çarpması sonucu, sigortalısına ödediği 94.667,00 TL bedelin, davalının %75 kusur oranına denk gelen hasar tazminatının tahsili için ... 11. ... Müdürlüğü'nün 2008/15526 Esas sayılı dosyası ile ... takibi yapıldığını, borçulunun vefat ettiğinin tespit edildiğini, müteveffa 'in yasal mirasçıları olan davalılar aleyhine ... Müdürlüğünün 2014/233 Esas sayılı dosyası ile ... takibi başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların yapmış olduğu itirazın haksız, kötü niyetli ve dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürerek, davalıların itirazının iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili; zamanaşımı itirazında bulunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davanın 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtiğinden zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar bedelini ödeyen kasko şirketinin rücuen tazmini amacıyla yapılan Bulancak ... Müdürlüğünün 2014/233 takip sayılı dosyasına davalıların itirazının iptali istemine ilişkindir.
BK'nın 60. maddesinde üç türlü zamanaşımı süresi öngörülmüş olup bunlar, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl, her halde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık ve olağan üstü nitelikteki ceza zamanaşımı süresidir.
Buna karşılık, özel bir kanun hükmünün, özel olarak zamanaşımı süresi öngördüğü tehlike sorumluluklarında BK m. 60 uygulanmaz. 2918 sayılı ...'nın 109/I. maddesinde 'Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde, kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrar' hükmüne, yine aynı kanunun 109/II. maddesinde ise, 'dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve Ceza Kanunu bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir' hükmüne yer verilmiştir.
Aynı fiil bazen, hem sorumluluğu gerektiren hem de ceza kanunlarına göre cezayı gerektiren bir fiil olabilir. Bu fiile göre Ceza Kanununun daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörüldüğü hallerde, tazminat davasının daha önce zamanaşımına uğraması tutarlı bir çözüm oluşturmaz. Zira cezalandırma, müeyyide olarak tazminattan daha ağırdır. Bu sebeple, kanun koyucu uyum sağlamak amacıyla ceza davası için öngörülen zamanaşımı süresince tazminat davasının da devamını temin bakımından genel olarak BK 60/II (6098 sayılı TBK m. 72/I), özel olarak da ... 109/II. maddesinde düzenleme yapmıştır.
Açıklanan hukuksal durum ve ilkeler ışığında, somut olay değerlendirildiğinde, 23/07/2006 tarihli trafik kazasında; davalıların murisi ... ve aracının içerisindeki yolcular ölmüş, davacıya kasko sigortalı araç hasarlanmış, aracın içerisindeki yolculardan birisi yaralanmıştır. Birden fazla kişinin ölümüyle sonuçlanan söz
konusu trafik kazası 5237 sayılı TCK'nın 85/1.maddesine göre cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir ve yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır.
Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 85/1 ve 66/1-d maddelerinde öngörülen ceza zamanaşımı süresi 15 yıl olup, bu zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile ve yanılgılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm tesisi isabetsiz, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya geri verilmesine 11.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


















Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön