17. Hukuk Dairesi 2016/18171 E. , 2018/3962 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/18171 E. , 2018/3962 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalılardan ...’nın sürücüsü, diğer davalının da malik olduğu aracın çarpması sonucu hasarlanması sonucu fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 27.255,56 TL hasar, 5.000,00 TL değer kaybı, 2.000,00 TL kazanç kaybı toplam 34.255,56 TL zararın haksız fiilin vuku bulduğu tarihten itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, sigorta şirketi aleyhine dava açılması gerektiğini, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, müvekkiline ait aracın ... Sigorta A.Ş.'ye zorunlu trafik sigortası yaptırıldığını, aracın kazaya karışması halinde zarara uğrayan araçların ve şahısların zararını ödemeyi sigorta şirketinin üstlendiğini, davacı yanın tespit davası yoluyla yaptırdığı zarar tespit incelemesinin kendilerine tebliğ edilmediğini, tespitin fahiş olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... davaya cevap da vermemiştir.
Mahkemece, trafik bilirkişi ...'te meydana gelen kazada davacı ...'in tam kusurlu olduğunu, davalı ..'ın herhangi bir kusurunun bulunmadığını belirttiği, gerek tanık beyanları gerek trafik kazası tespit tutanağı, gerekse bilirkişilerden temin edilen raporlar hep birlikte değerlendirilmiş, buna rağmen meydana gelen kazada hangi tarafın ne oranda kusurlu olduğu hususunun tam olarak ortaya konamadığı değerlendirilerek, iddia sahibi
olan davacı tarafın MK 6. maddesi anlamında davasını ispat edemediği sonucuna varılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama sırasında kusur oranın belirlenmesine dair alınan ilk raporda dava konusu olayın davacı tanığı ... beyan ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde davacının kusursuz, davalı sürücü ... % 100 kusurlu; olay davalı tanığının beyan ettiği şekilde gerçekleşmişse davacı % 100 kusurlu, davalı sürücüsü ...’nın kusursuz olduğu, ikinci raporda davacının kusursuz olduğu, davalının ise % 100 kusurlu olduğu, mahkemece, hükme esas alınan üçüncü raporda ise davacı % 100 kusurlu, davalının kusursuz olduğu rapor edilmiştir.
Bilirkişi raporları arasındaki kusur durumuna ilişkin çelişki giderilmeden karar verilmesi doğru değildir. Bu durumda mahkemece, İTÜ'den seçilecek bilirkişi heyetinden çelişkilerin giderilmesi yönünde kaza tespit tutanağı tanık beyanlarınında irdelendiği gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön