17. Hukuk Dairesi 2015/8424 E. , 2018/2274 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2015/8424 E. , 2018/2274 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 15/04/2012 tarihinde sürücü ..., ... plakalı kamyonun fren arızasını gidermeye çalışan sürücüye yardım etmek için aracını emniyet şeridine park ederek sürücünün yanına gittiği sırada, davalı ...'ın sevk ve idaresindeki ... plakalı kamyonetin ...'ya çarpması sonucu ...'nın hayatını kaybettiğini, davalıya ait aracın ... Sigorta AŞ tarafından ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, ölenin evli ve iki çocuk babası olduğunu, mirasçılarının destekten yoksun kaldıklarını belirterek 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile 500,00 TL cenaze masrafının ve davacı ... için 75.000,00 TL, ... için 40.000,00 TL, ... için 40.000,00 TL olmak üzere toplam 155.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı ... için; 4.000,00 TL, davacı ... ve Mehmet için; 3.000,00'er TL manevi tazminatın olay tarihi olan 15/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'dan
alınarak ayrı ayrı davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin ve davalı ... şirketine karşı manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin dışında kalıp kusur oranına ve manevi tazminata ilişkin olan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 21. maddesinin 4. fıkrasında iş kazası, meslek hastalığı ve hastalığının, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmesi halinde, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edileceği düzenlenmiştir. Kanunun açık hükmünden de anlaşılacağı üzere Sosyal Güvenlik Kurumu, üçüncü kişilerden ancak bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı oranında rücu talebinde bulunabilir. Somut olayda ise, davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin tamamı tazminattan tenzil edilmiştir.Bu nedenle mahkemece, 5510 sayılı Kanunun 21/4. maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından üçüncü kişilere karşı ancak bağlanan gelirin yarısı oranında rücu talep edilebileceği nazara alınarak bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısının tazminattan indirilmesi gerekirken tamamının tenzil edilmesi doğru görülmemiştir.
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda zarar hesaplanırken Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri hesap tarihine kadar yasal faizle güncellenerek zarardan mahsup edilmiştir.Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, zarar görenlere yapılan ödemelerin, ödeme günü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizinin de hesaplanarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekir. Ancak Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından davacılara bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri Kurumun kendi hesap tekniklerine göre belirlediği ve hak sahibine ödemeyi öngördüğü muhtemel ödeme miktarına ilişkin bir hesaplama kalemi olduğundan bu miktarın hesap tarihine kadar faizle güncellenerek hesaplanan faiz miktarının zarardan mahsup edilmesi mümkün değildir.Bu nedenle mahkemece, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan gelirlerin yukarıdaki bentte belirtildiği üzere zararın hesaplanmasında nazara alınması sırasında, bağlanan gelirlere faiz işletilmek suretiyle hesaplanan faiz miktarının zarardan mahsup edilmesi doğru görülmemiştir.
4-Destekten yoksun kalma tazminatı hususunda aktüerya alanında uzman bilirkişiden alınacak raporda, davacıların her biri için destekten yoksun kalacakları sürenin, çocuklar için, yaşları, okuldaki eğitim durumları, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşullar değerlendirilerek ayrı ayrı belirlenmesi suretiyle destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması gerekir.Somut olayda davacı çocuklar ... ve ... babalarını kaybetmiş olup, dava dilekçesinde ... 'nın üniversite öğrencisi olduğu, ... 'in ise üniversite sınavlarına hazırlandığı belirtilmiştir. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanığı da, davacı çocukların ikisinin de üniversite öğrencisi olduğunu belirtmiş, dosya kapsamında bulunan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına ilişkin tutanakta ise davacı ...'nın üniversitede, davacı ...'in ise lisede öğrenim gördüğü belirtilmiştir. Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, davacı ...'nın 22 yaşına, davacı ...'in ise 18 yaşına kadar müteveffa babalarından destek görecekleri kabulü ile hesaplama yapılmıştır. Yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre yüksek öğrenim gören ya da görme ihtimali bulunan çocukların 25 yaşına kadar destek alacağı dikkate alınarak destek tazminatı hesaplanması gerekmektedir.
Bu durumda, davacı ... ve ... 'in eğitim hayatına ilişkin durumları araştırılarak saptandıktan sonra; rapor düzenleyen bilirkişiden,davacı çocukların yüksek okul okumaları durumunda 25 yaşına kadar destek alacakları gözetilerek hesaplama yapılması konusunda ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.5-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davacılar vekilinin, vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 13/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön