17. Hukuk Dairesi 2016/3962 E. , 2018/2268 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/3962 E. , 2018/2268 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince talep edilmiş, davalı vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 13.03.2018 Salı günü davalı vekili Av. ... geldi. Davacılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü.

-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinden ...'ın ...'nın babası, ...'ın da annesi olduğunu, davalının yönetiminde bulunan kamyon ile ...'ya çarptığını, kazadan sonra ...'nın sağ bacağının diz altından kesildiğni, kazanın meydana gelmesinde davalının asli kusurlu bulunduğunu belirterek küçük ... için 20.000,00 TL, anne ... için 15.000,00 TL, baba ... için 15.000,00 TL, kardeş ... için 5.000,00 TL olmak üzere toplam 55.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, küçük ...'nın kaza sonucunda sağ bacağını kaybetmesi sebebiyle uğradığı sürekli iş göremezlik kaybından dolayı uğradığı zararın tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL ve tüm hayatı boyunca protez kullanmak zorunda olacağından zorunlu giderlerine mahsuben fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL tazminatın kaza tarihi olan 19/03/2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında protez bedeli yönünden talebini 26.794,19 TL'ye ve işgöremezlik tazminatı yönünden ise 48.321,12 TL'ye yükseltmiştir.Davalı vekili, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusuru bulunmadığını, talep edilen tazminat miktarının fahiş olduğunu, mağdurun tedavisi süresince müvekkilinin gerekli yardımdan kaçınmadığını, gerekli olan 1.500,00 TL protez parasını ödediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacı ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/03/2006'den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'a verilmesine, davacı ... ve ...'ın manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne; ... için 5.000,00 TL, ... için 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 19/03/2006'den itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılar ... ve ...'a verilmesine, davacı ... yönünden manevi tazminat talebinin reddine, davacı ...'ın maddi tazminat talebinin kabulüne; 48.321,12 TL işgücü kaybına dayalı tazminat ile 26.794,19 TL.protez giderlerinden kaynaklanan tazminatın kaza tarihi olan 19/03/2006'den itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ...'a verilmesine, karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, taraf vekillerinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, ıslah yolu ile dava dilekçesindeki 10.000,00 TL işgöremezlik talebini 19.01.2015 tarihinde 48.321,12 TL'ye ve protez bedeline ilişkin 1.000,00 TL lik talebini ise 11.03.2015 tarihinde 26.794,19 TL'ye yükselttiklerini bildirmiş, ıslaha karşı davalı vekilince süresinde zamanaşımı def'inde bulunulmuştur.Kaza 19.03.2006 tarihinde gerçekleşmiş olmakla, olayda 8 yıllık ceza zamanaşımı süresi uygulanacak olup, ıslah edilen
kısımlar zamanaşımına uğramış olmakla ıslah edilen miktarların zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde ıslah edilen miktarların kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
3-Dosya içerisinde davalının 8/3/2007 tarihli delil dilekçesi ekinde sunmuş olduğu ve kazada yaralanan küçük...'nın babası ... tarafından imzalı ve bila tarihli yazılı belgeden, davacı küçük ...'nın protezi için 1.500,00 TL ödendiği anlaşılmakla,hükme esas alınan 24.02.2015 tarihli bilirkişi (ek) raporunda, ödenen bu miktarın dikkate alınmamış olması doğru görülmemiştir.
4-Davacılar vekilince yaralanan Büşra'nın kardeşi için de manevi tazminat talebinde bulunulmuş, mahkemece; kardeşin manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 Sayılı Borçlar Kanunu'nun 47. maddesinde manevi tazminat istemi düzenlenmiştir. Zarar kavramına (B.K. 46 ve 47) ruhsal bütünlüğün ihlali, sinir bozukluğu veya hastalığı gibi hallerin de girdiği bu maddelerde sadece maddi sağlık bütünlüğünün değil, ruhsal ve sinirsel bütünlüğün de korunduğu doktrinde ve Yargıtay kararlarında kabul edilmektedir. Öyleyse, bir kişinin cismani zarara uğraması/ölmesi sonucunda, onun (ana, baba, karı, koca, çocukları ve kardeşleri gibi) çok yakınlarından birinin de aynı eylem nedeniyle ruhsal bütünlüğü ağır şekilde bozulmuşsa, onların da manevi tazminat isteyebilecekleri kabul edilmelidir.Yine karar tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 56.maddesi ile bu konu yeniden düzenlenmiş olup özetle “ağır bedensel zarar yada ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar para ödenmesine karar verilebilineceği” hükmü getirilmiştir. Bu yeni düzenlenme ile 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun yürürlük zamanında içtihatlarla düzenlenen husus yasa koyucu tarafından açıklığa kavuşturulmuştur.
Somut olaya gelince; gerek haksız fiil zamanında yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nda gerekse bu kanun zamanında gelişen içtihatlar ışığında düzenlenen 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda trafik kazası nedeniyle bacağı kesilerek sakat kalan ...'nın kardeşi olan davacının da manevi tazminat talep etme hakkı bulunduğu hususunda tartışma bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacı kardeş için de uygun miktarda manevi tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
5-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre davalı vekilinin,manevi tazminat talebi reddedilen davacı kardeş aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair temyiz itirazının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin, (4) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin (manevi tazminat talebi reddedilen davacı kardeş aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine dair) temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1.630,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalıya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 13.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön