17. Hukuk Dairesi 2016/986 E. , 2018/10776 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/986 E. , 2018/10776 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkilinin 16/03/2013 günü meydana gelen trafik kazasında aracın içerisinde üçüncü şahıs (yolcu) konumunda iken ciddi ve ağır şekilde yaralandığını, müvekkilinin araç içerisinde olmasından dolayı kusurunun bulunmadığını, olay nedeni ile müvekkilinin %36 oranında sakat kaldığını, Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinin engelli sağlık kurulu raporunun bulunduğunu, müvekkilinin gelirinin, menkul ve gayrimenkulunun bulunmadığını bu nedenlerle 50.000,00 TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği 16/03/2013 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 8.000,00 TL manevi tazminatın 16/03/2013 olay tarihinden işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine yöneliktir.
Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar
vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Dosya kapsamından, mahkemece davacı için 8.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiştir. Manevi tazminatın değerlendirilmesinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de gözönünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu bakımdan somut olayda olayın meydana geliş şekli, davacının maluliyetinin derecesi ve kusurunun bulunmaması dikkate alındığında davacı için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön