17. Hukuk Dairesi 2015/10310 E. , 2018/5132 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki maddi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının 15/06/2009 tarihinde dava dışı ...yönetimindeki araçta yolcu olarak seyahat etmekte iken aracın tek taraflı kaza yapması sonucu yaralandığını, gözüne giren cam nedeniyle sağ gözünü kaybettiğini, sürekli %32 özür raporu verildiğini, aracın sigortasının bulunmadığını, davalı tarafından ancak hatır taşıması ve alkollü sürücü tarafından sevk edilen araca bilerek binmesi nedeniyle %50 indirimle 49.515,00 TL tazminat verilebileceğinin belirtildiğini,yapılan indirimin haksız olduğunu, davacının uzun süre çalışamadığını belirterek müvekkili için maluliyet sonucu oluşan 1.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihi 25/10/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, talebini ıslah dilekçesiyle 150.000,00 TL'ye artırmıştır.
Davalı vekili zamanaşımı def'inde bulunarak hatır taşımacılığı bulunduğundan ve müterafik kusur nedeniyle indirim yapılması gerektiğinden bahisle davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; ıslah edilmiş davanın kabulüne ve 150.000,00 TL'nin 24/01/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
“Cismani Zarar Halinde Lazım Gelen Zarar ve Ziyan” başlığı altında düzenlenen BK'nın 46. maddesinde, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türleri belirtilmektedir. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir.
Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(HGK 17.06.2015 tarih, 2013/17-2423 esas, 2015/1661 karar sayılı ilamı)
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı hususunda hükme esas alınan Adli tıp uzmanı bilirkişinin düzenlediği 30.09.2014 tarihli ve %40 oranında maluliyet olduğunu belirten raporu kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenmiş ise de bu rapor, Konya Numune Hastanesi'nce düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirlenen %32 maluliyet oranına ilişkin 09.05.2012 tarihli raporuyla çelişki arz etmektedir.
Dosya içinde davacının maluliyetine ilişkin çelişkili iki rapor bulunmaktadır. Kaza, 15/06/2009 tarihinde gerçekleşmiş olup maluliyet oranının tespiti ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi açısından kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne uygun şekilde Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’ndan yeni bir rapor alınarak, çelişki giderildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, çelişki giderilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-Kabule göre de; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının emniyet kemeri takmaması ve alkollü sürücünün aracına binmesi nedeniyle yüzde 15 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir. Davacı yolcu olup, gerçekleşen kazada kusuru bulunmamaktadır, davacının emniyet kemeri takmaması ve alkollü sürücünün aracına binmesi zararı belirleyen kusurunu değil B.K. 44. maddesi uyarınca hakimin tazminat belirlerken gözönüne aldığı müterafik kusurunu oluşturacak bir olgu olup bu hususun kusur raporunda yer alması doğru olmayıp, mahkemece tartışılması gerekmektedir. Dairemiz yerleşik uygulamasına göre, %20 müterafik kusur indirimi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 16.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2015/10310 E. , 2018/5132 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 40 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat