17. Hukuk Dairesi 2018/1229 E. , 2019/11804 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı; davalı şirkete kasko sigorta poliçesi ile sigortalı davacıya ait aracın kızının kullanması esnasında hasar gördüğünü, davalı tarafından zarar bedelinin karşılanması talebinin reddedildiğini, ağır hasarlı aracı nedeniyle uğradığı zararının ve kullanamadığı süre için uğradığı zararın tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 5.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; sürücü değişikliği yapıldığı gerekçesiyle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre konusunda uzman olmayan bilirkişinin kamera kayıtlarından çekilen net olmayan fotoğraflarda araç sürücüsünün erkek olarak görüldüğünün bildirildiği, tanık beyanında araç yanında iki erkek şahsın göründüğünün belirtildiği, kaza yerini terk eden sürücünün ispatla yükümlü olduğu ve araç sürücüsünün sürücü değişikliği yapması ihtimali ile sürücünün alkollü olup olmadığının tespitini engellediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 20/06/2016 gün ve 2016/5936 Esas 2016/7412 Karar sayılı ilamı ile 'davaya konu rizikonun gerçekleşmesiyle davacı aracında meydana gelen hasarın, kasko poliçesi teminatı kapsamında olduğu gözetilmek suretiyle, hasar bedelinin belirlenmesi bakımından uzman bilirkişiden alınan raporlar değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği' gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Daha sonra davalı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuşsa da yine Dairemiz’in 27/04/2017 tarih 2016/18143 E.-2017/4761 K. sayılı ilamı ile davalı vekilinin karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Davacı; 07.07.2017 harç makbuzu ve 06.07.2017 tarihli dilekçeyle dava değerini 27.500,00 TL (23.500,00 TL hasar bedeli ve 4.000,00 TL değer kaybı) olarak ıslah etmiştir.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 23.500,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin (4.000,00 TL) talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince yapılan yargılamada toplanan delillerin takdirinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; daha önce temyiz incelemesinden geçerek kesinleşen yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin mümkün olmamasına; ticari faize hükmedilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili bozmadan sonra 06.07.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 27.500,00 TL'ye yükseltmiştir.
Bozmadan sonra ıslah yapılıp yapılamayacağı, Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nda değerlendirilmiş ve Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulu'nun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 Esas- 2016/1 Karar sayılı kararı ile 'Her ne sebeple verilirse verilsin bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 tarih ve 1944/10 E.- 1948/3 K. sayılı YİBK'nın değiştirilmesine gerek olmadığına' karar verilmiştir.
Somut olayda bozmadan sonra davacı için ıslah dilekçesi kabul edilerek karar verilmiştir. Bu durumda; mahkemece, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı kabul edilerek karar verilmesi gerekirken, bozmadan sonra ıslah edilen miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Bozma sebep ve şekline göre davalının ıslah zamanaşımı ve faiz başlangıç tarihine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2018/1229 E. , 2019/11804 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat