17. Hukuk Dairesi 2019/329 E. , 2019/12369 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2019/329 E. , 2019/12369 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar ... ve ... vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı ... vekili; 13.08.2010 günü davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı oldukları özel halk otobüsünün davacıya çarpması sonucu davacının ağır şekilde yaralandığını ve kaza sonrası çalışma gücünü büyük oranda kaybettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla doğmuş ve ileride doğacak tedavi masrafları, işgücü ve kazanç kaybına ilişkin olarak 100.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan ve 200.000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...'den kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili talep edilen 100.000,00 TL'lik maddi tazminatın 1.000,00 TL'sinin tedavi masrafı, 500,00 TL'sinin hastaneye gidiş geliş yol taksi masrafı ve kalan 98.500,00 TL'nin de maluliyet ve işgücü kaybına ilişkin olduğuna yönelik açıklama dilekçesi vermiş ve 15/09/2015 tarihli celsede tedavi giderleri için talep ettikleri istemlerini atiye bıraktıklarını ve bu yönden davayı takip etmeyeceklerini bildirmişlerdir.
Davacı ... yargılama aşamasında 25/02/2012 tarihinde vefat etmiş, mirasçıları olan ..., ... ve ... tarafından dava takip edilmiştir.
Davalı ... vekili; davalının sorumluluğunun kusur oranında ve poliçe ile belirlenen trafik sigortası ile sınırlı olduğunu ve davacının davalıya herhangi bir başvurusu olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili; kazanın meydana gelmesinde tek kusurlunun davacı olduğunu ve talep edilen maddi ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat isteminin kısmen kabulü ile kazanç kaybından kaynaklı 2.408,22 TL ve yol gideri olarak 400,00 TL olmak üzere toplam 2.808,22 TL maddi tazminatın davalı ... şirketinden dava tarihinden, davalılar ... ve ... yönünden kaza tarihi olan 13/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davaılılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara miras payları oranında verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin isteminin reddine, ileride doğacak tedavi giderleri yönünden davacılar talebi işlemden kaldırılmış olmakla yenilenmediği takdirde yasal süre içinde hiç açılmamış sayılmasına karar verilmesine ve bu yönde gerekirse ek karar oluşturulmasına; manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 6.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 13/08/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar ... ve ...'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak miras payları oranında davacılara verilmesine, davacıların fazlaya ilişkin isteminin reddine karar verilmiş; hüküm davacılar ... ve ... vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillere, özellikle, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının ve tazminata ilişkin hesaplamanın hükme esas alınmasında (özellikle davacı ...'in 25/02/2012 tarihinde öldüğü ve davanın mirasçıları tarafından takip edildiği anlaşılmakla Mahkemece hükme esas alınan aktüer raporunda, davacının 25/02/2012 tarihinde vefat etmiş olduğu gözetilerek varsayımsal yaşam süresi dikkate alınarak değil de ölüm tarihine kadarki yaşam süresi için hesaplama yapılmış olmasında) bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davacılar ... ve ... vekilinin (2) nolu bent dışında ve davalılar ... ve ... vekilinin (3) nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 12. maddesi gereğince, 'Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyorsa avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için Tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla, tarifenin 3.kısmına göre belirlenir. Ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemez.'
Somut olayda, davacı vekili 100.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş olmakla (1.000,00 TL'sinin tedavi masrafı, 500,00 TL'sinin hastaneye gidiş geliş yol taksi masrafı ve kalan 98.500,00 TL'nin de maluliyet ve işgücü kaybına ilişkin olduğuna yönelik açıklama dilekçesi vermiş ve 15/09/2015 tarihli celsede tedavi giderleri için talep ettikleri istemlerini atiye bıraktıklarını ve bu yönden davayı takip etmeyeceklerini bildirmiş); dava, işin esasına girilerek kısmen kabul edilmiş (tedavi giderleri yönünden davanın açılmamış sayılmasına, yol gideri olarak 400,00 TL ve kazanç kaybından kaynaklı 2.408,22 TL olmak üzere toplam 2.808,22 TL'lik kısmı kabul edilmiş) ve kısmen reddedilmiştir (96.191,78 TL). Bu durumda, mahkemece maddi tazminat yönünden davanın kısmen reddi nedeniyle vekalet ücretine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen bedel üzerinden nisbi olarak hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ve ... vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı mirasçıları ... ve ... ile davalılar ... ve ...'a geri verilmesine, 23/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön