17. Hukuk Dairesi 2017/5558 E. , 2019/10233 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2017/5558 E. , 2019/10233 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 04/09/2010 tarihinde sürücüsü ve plakası belirlenemeyen bir aracın davacının kullandığı motosiklete çarpması sonucu davacı ...'in ağır şekilde yaralandığını, kaza sonrasında davacının ... Devlet Hastanesi'nde tedavi gördüğünü ancak yine de sakat kaldığını belirterek şimdilik 1.000,00 TL maluliyet tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının davasını ispat edemediğinden bahisle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, mahkemece temyiz isteminin kararın kesin olması nedeni ile reddine karar verilmiş; temyiz talebinin reddine dair hüküm, davacı vekilince süresinde temyiz edilmiştir.
1-Bilindiği üzere 'belirsiz alacak davası' 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK ile düzenlenmiş olup, yasanın 107/1.maddesinde, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar yada değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davacı vekilinin dava dilekçesinde belirsiz alacak davası açmış olduklarını ve fazlaya dair haklarının saklı tutulduğunu belirtmiş olmasına göre, davacı vekilinin temyiz talebinin reddine dair 13.09.2017 tarihli ek karara yönelik temyizinin kabulü ile 13.09.2017 tarihli ek kararın bozularak kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Mahkemece, Güvence Hesabının hasarı karşılaması için kazaya karışan araçların açık ve net olarak belirlenebilir olması, Güvence Hesabından tazminat isteyen kişinin hangi aracın zorunlu mali mesuliyet sigortasına dayandığını belirtmesi, buna ilişkin tüm delillerini açık ve net olarak dosyaya ibraz etmesi gerektiği, somut olayda davacı vekiline delillerini dosyaya ibraz etmesi ve kazaya karışan aracı açık bir şekilde bildirmesi için süre verilmesine rağmen davacının davasını ispat edemediği nedenleriyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Dava, Borçlar Kanunu'nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m.54) gereğince çalışma gücü kaybı nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
... Yönetmeliği'nin 9. maddesinde hesaba başvurulabilecek haller düzenlenmiş olup, düzenlemenin mefhumu muhalifinden bu haller dışında hesaba başvurulamayacağı anlaşılmaktadır.
... Yönetmeliği'nin “Hesaba Başvurulabilecek Haller” başlıklı 9. maddesi;
(1) Hesaba zorunlu sigortalara ilişkin olarak;
a)(Değişik bend: 19/06/2009 - 27263 S.R.G Yön\2.mad) Sigortalının veya sigortayı yaptırmakla sorumlu olanın tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için,
b)Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için,
c)Zorunlu sigorta teminat limitleri ile sigorta poliçesinde belirtilen teminat arasındaki fark kadar ödenecek bedensel tazminat tutarları için,
ç)Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddi ve bedensel zararlar için,
d)Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için başvurulabilir” hükmünü içermekte olup, hesaba başvurulabilecek bu haller tahdidi olarak sayılmış olup, bu haller dışında sorumlu olmayacağı anlaşılmaktadır.
Somut olayda davacı taraf plakası ve sürücüsü tesbit edilemeyen bir aracın motosikletine çarpması sonucu yaralandığını iddia etmiş davalı ... ise iddia edilen maddi vakıanın şaibeli olduğunu belirterek, kusur durumunun belirlenmesini ve davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının bildirdiği tüm delillerin toplanması, olay yerinde keşif yapılması, keşif mahallinde kaza tesbit tutanağını düzenleyen görevlilerin tanık olarak dinlenilmesi, onların yer göstermesi suretiyle keşif yapılması, çarpma noktası, hasarın meydana geliş şekli, yere savrulan parçaların yerleri göz önüne alınarak, davacının motosikletinde kaza sonrası tespit edilen hasarların, başka bir aracın çarpması sonucu veya tek taraflı kaza sonucunda meydana gelip gelmediği ve olayın oluş şekli belirlendikten sonra trafik kazasının varlığının ispatı halinde kusur durumunun tespiti için bilirkişiden gerekçeli ve ayrıntılı bir rapor aldırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle mahkemece verilen temyiz isteminin reddine dair ek kararın KALDIRILMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön