17. Hukuk Dairesi 2017/2236 E. , 2019/10117 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2017/2236 E. , 2019/10117 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve davalılar ... ve ... vekilince temyiz edilmiş, davacı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 22.10.2019 Salı günü davacı vekili Av... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,asıl davada, davalıların işleteni, sürücüsü ve zorunlu mali mesuliyet sigortacısı bulundukları araçta yolcu olan müvekkilinin, 26/02/2013 tarihinde aracın kapısı açık vaziyette seyri sebebiyle müvekkilinin araç dışına düşmesi sonucu meydana gelen tek taraflı trafik kazasında yaralandığını ve malul kaldığını ileri sürerek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 60.000,00 TL maddi tazminatın davalılardan, 20.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... ve ... vekili; davacının da kusurlu olduğunu, kaza sonrası davacıya 1.000,00 TL ödeme yaptıklarını, davacının kalıcı hasarı bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre,davacının maddi tazminat dava ve talebinin kısmen kabulü ile (davalı ... tarafından davacıya ödenen 1.000,00 TL ve SGK tarafından ödenen 2.479,12 TL nin mahsubu ile) 4.097,02 TL nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, bu tutara davalı ... yönünden dava tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına, diğer davalılar yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin maddi tazminat isteminin reddine, davacının manevi tazminat dava ve talebinin kısmen kabulü ile taktiren 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizle birlikte davalılar ... ve ...'dan müştereken müteselsilen tahsil ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine, dair verilen hüküm davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, ile davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm,davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Borçlar Kanunu'nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında,
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar,kusur durumu ve olayın oluş şekli dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın “bir miktar az” olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, haksız eylemden kaynaklanmaktadır. Haksız eylem faili, ihtar ve ihbara gerek olmaksızın, zararın doğduğu anda, başka bir anlatımla haksız eylem tarihinden itibaren zararın tamamı için temerrüde düşmüş sayılır. Dolayısıyla, zarar gören, gerek kısmi davaya, gerekse sonradan açtığı ek davaya veya ıslaha konu ettiği kısma ilişkin olarak, haksız eylem tarihinden itibaren temerrüt faizi isteme hakkına sahiptir.
Sigorta şirketi yönünden ise;2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddesi ve Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları'nın B 2/a maddesi uyarınca, rizikonun bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortacının tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Sigortaya başvurulmadan dava açılması veya icra takibi başlatılması halinde ise bu tarihlerde temerrüt gerçekleşir. Bu durumda, ilke olarak davadan önce usulüne uygun başvuru yapılmış ise bundan 8 iş günü sonrasında, başvuru yapılmamış ise dava tarihi itibarıyla, belirlenen tazminat alacağının tamamı için anılan tarihlere uygun faiz uygulanması gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, dosya içerisindeki belgelere göre, kazanın 26.12.2013 tarihinde meydana geldiği,davacının, davalı ...Ş.’ye 11.12.2013 tarihinde başvurduğu kabul edilerek 8 iş gün sonrası olan 23.12.2013 tarihinde davalı ... şirketinin temerrüde düştüğünün kabul edilmesi, kabul edilen tüm tutara sigorta şirketi yönünden temerrüt tarihinden, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi ve doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen tüm,davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,(2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılar ... ve ...'dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 348,16 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ...'dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 04/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön