17. Hukuk Dairesi 2016/18351 E. , 2019/5267 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davasının reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı ... vekili, davalılardan ... Hafriyat İnş. Taah. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. ve yetkilisi ...'nin kusuru nedeniyle meydana gelen iş kazası sonucunda müvekkili adına, davalılar ... Ltd. Şirketi aleyhine manevi tazminat davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda davalı ... Ltd. Şirketinin belirtilen tazminatı ödemesi gerektiğinin belirtildiğini ancak davalının bugüne kadar hiçbir ödeme yapmadığını, müvekkilin alacağının tahsili için davalı ... Ltd. Şirketi aleyhine ilamların yerine getirilmesine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığını, alınan talimat üzerine ... İcra Müdürlüğü 2013/2304 talimat sayılı dosyası ile haciz ve muhafaza işlemini gerçekleştirmek üzere davalı ... Ltd. Şirketinin adresine gidilerek müvekkilden alınan bilgiye göre 22.03.2012 tarihinde, davalı ... Ltd. Şirketi üzerine kayıtlı olan davaya konu iş makinesinin kaydını, diğer davalı şirket yetkilisi ...'nin, 30.04.2012 tarihi itibari ile kendi üzerine tescil yaptığını,21.05.2013 tarihinde ise davaya konu iş makinesinin bu sefer de diğer davalı ... adına tescil edildiğini, yapılan bu tescil işlemlerinin amacının tazminatı ödemekten kaçınmak olduğunu ve bu sebeple muvazaalı olduğunu, davalıların haksız ve kötü niyetli bir şekilde müvekkilin mağduriyetine yol açacak şekilde sebepsiz zenginleştiklerini, bu nedenle müvekkilin mağduriyetinin önlenmesi ve telafisi mümkün olmayan zararların doğmasını engellenmesi için söz konusu iş makinesi tedbir konulmasını talep etmiş ve nihayet alacağını tahsil edemeyen müvekkilin maddi açıdan uğramış olduğu kayıpların telafisi açısından davaya konu iş makinesinin yeniden davalılardan ... Ltd. Şirketi adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... Hafriyat İnş. Taah. Tur. San. Tic. Ltd. Şti. vekili, davacı tarafından müvekkil adına ortaya atılan iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, müvekkil şirketin davacıdan mal kaçırmak gibi bir niyetinin olmadığını, zira davalı şirketin yaşadığı ekonomik kriz nedeniyle elindeki davaya konu iş makinesini satmak zorunda kaldığını, satış işleminin söz konusu tazminat davasının sonuçlanmasından çok önceki bir tarihe tekabül ettiğini, akabinde söz konusu taşınırın diğer davalılardan ...'ye satılmış bulunduğunu, davacının aciz belgesi olmadığını,bu sebeplerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ..., davacı tarafında hakkında ortaya atılan iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, davaya konu taşınır malın diğer davalı şirket tarafından kendisine 30.3.2012 tarihinde satıldığını, davaya konu makineyi bir süre kullanıp bir miktar kar ettikten sonra 20.5.2013 tarihinde diğer davalı ...'a sattığını, bu nedenle hiçbir satışta mal kaçırma amacı güdülmediğini açıklanan bu sebeplerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... davacı vekilinin açtığı davanın tasarrufun iptali davası olduğunu, ve bu davanın dinlenebilmesi için İİK 277 vd. maddeleri gereği aranan koşulların oluşması gerektiğini, dosyadan anlaşılacağı üzere açılan davanın maddelerde zikredilen şartları taşımadığını, davanın bu şartları taşısa bile yine İİK 280.maddesi gereği işlemin zarar verme kastıyla yapılması gerektiğini, davaya konu iş makinesini satın aldığı tarihte Ticaret Odası kayıtlarında herhangi bir mahrumiyet veya tedbir görmediğini, iş makinesinin karışmış olduğu bu olaylardan ne satış öncesinden ne de satış sonrasından hiçbir şekilde haberdar olmadığını, kendisinin TMK 3.maddesi anlamında iyiniyetli 3.kişi konumunda bulunduğunu, bu sebeplerle davanın tarafı açısından reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davacı her ne kadar dava konusu iş makinesinin, müvekkili lehine hükmedilen tazminatı ödememek ve onu zarara uğratmak amacıyla devredildiğini, söz konusu devirlerin muvazaalı olduğunu ve bu sebeple iş makinesinin yeniden davalılardan ... Ltd. şirketi adına tescilini talep etmişse de davanın tasarrufun iptali davası olduğunu,bu davalarda davacı alacaklı tarafından borçlu aleyhine icra takibi yapılmış ve kesinleşmiş olması ile kesinleşmiş bu icra takibi sırasında borçlunun borcuna yetecek haczi kabil malının bulunmaması gerektiğini, bu durumda davacı tarafından İİK 105. maddesi uyarınca geçici aciz belgesi ya da aynı yasanın 143. maddesi uyarınca icra müdürlüğü tarafından düzenlenmiş kesin aciz belgesinin ibraz edilmesi gerektiğinden, anılan aciz belgesinin dava açılırken ibrazı zorunlu olmadığı ve yargılamanın her aşamasında da ibraz edilebileceği gözetildiğinde, Antalya 6.İcra Müdürlüğü'nün 2013/2304 talimat numaralı dosyasındaki 12.07.2013 tarihli haciz tutanağının içeriğine göre geçici veya kesin aciz vesikası niteliğinde bulunmadığı, ayrıca davacı vekiline 07.04.2016 tarihli celsede bir sonraki oturuma kadar aciz vesikası sunmak için kesin süre verilmiş olmasına karşın davacının herhangi bir belge sunamadığının görüldüğü, bu sebeple dava koşulu gerçekleşmediğinden, davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Mahkemeninde kabulü bu yöndedir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir.Satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtları varsa,alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilir. Bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu
kaydındaki ipotek ve haciz miktarının da gözönünde tutulması gerekir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280. maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava dayanağı takip dosyasında borçlu adresinde 01/07/2013 tarihli haciz tutanağının bulunduğu ve hacze kabil mal bulunmadığı ayrıca 12/07/2013 tarihli haciz tutanağı bulunduğu bunların İİK'nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, ayrıca dairemizin yerleşik uygulamasına göre kesin ya da geçici aciz vesikasının yargılamanın her aşamasında hatta temyiz aşamasında da verilebileceğinden mahkemece aciz vesikasının sunulması için kesin süre verilmesi de yerinde olmamış bu nedenlerle 01/07/2013 tarihli haciz tutanağı ile 12/07/2013 tarihli haciz tutanağının İİK'nun 105.maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan davanın esasına girilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ... 'a geri verilmesine 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2016/18351 E. , 2019/5267 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat