17. Hukuk Dairesi 2016/10500 E. , 2019/4960 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 04/06/2014 tarihinde, davalılardan ...'ın, davalı ...'a ait olan ve davalı ... şirketi tarafından ZMMS sigortası ile sigortalı, 27 EC 300 plakalı araçla sebebiyet verdiği kaza sonucu müvekkilinin yaralandığını, malul kaldığını, çalışamadığını, kazadan dolayı maddi manevi etkilendiğini belirterek bilirkişi raporundan sonra artırılmak üzere şimdilik 5.000,00 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, 30.000,00 TL manevi tazminatın sadece Halil ve ...'dan tahsiline, talep edilen alacaklara kaza tarihinden itibaren faiz işletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 05.06.2015 havale tarihli dilekçesi ile davalılar .... ve ...'ın babaları ... tarafından 21/05/2015 tarihinde 4.000,00 TL ödendiğini, tazminat hesabı yapılırken bu 4.000,00 TL'nin mahsup edilmesini talep etmiş, 18.02.2015 tarihli dilekçe ile bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat talebini 33.621,53 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili, yetkili mahkemenin ... Anadolu Mahkemeleri olduğunu, kazanç kaybına yönelik talebin teminat kapsamında olmadığını, kusur ve zararın ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirketin sigortalının kusur oranı ve poliçe limiti ile sınırlı sorumluluğu olduğunu, dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ... ve ... vekili, açılan davayı kabul etmediklerini, tarafların kusur durumu ve davacının maluliyet oranının bilirkişi raporuyla tespit edilmesini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, manevi tazminata hükmedilirken davacı tarafa daha önce ödenen 4.000,00 TL tazminatın dikkate alınmasını ve neticede davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile 33.621,53 TL'nin davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden, davalı gerçek kişiler yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL'nin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar Halil ve ...'dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, dair karar verilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile manevi tazminata ilişkin hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 17/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2016/10500 E. , 2019/4960 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 43 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 50 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat