17. Hukuk Dairesi 2016/9735 E. , 2019/2367 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/9735 E. , 2019/2367 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; müvekkilinin, davalılardan ...'ndan üç adet senet nedeniyle 620.000,00 TL alacaklı olduğunu, bu alacak nedeniyle davalıya karşı ... 4.İcra Müdürlüğü'nün 2013/3579 Esas sayılı dosyasıyla başlattığı icra takibinin kesinleştiğini,dosya borçlusu davalının, maliki bulunduğu ... 479 ada, 2 parselde kayıtlı 353,41m² yüzölçümlü taşınmazı, müvekkiline olan borcun doğumundan sonra değerinden çok düşük bir bedelle müvekkiline zarar vermek kastıyla diğer davalı ...'e sattığını, davalı ...'in de taşınmazı satın aldıktan iki ay sonra satın aldığı bedelin aynısına, davalı borçu ...'nun eşi olan diğer davalı ... 'na sattığını belirterek davalılar arasındaki satış işleminin iptali ile taşınmaz üzerinde cebri icra yapabilme yetkisinin tanınmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin davalılardan ...'nun eşi olduğunu, ...’nun paraya sıkışınca ...'e sattığı arsayı, daha sonra parasını vererek müvekkilinin kendi parasıyla satın aldığını, alacaklının alacağına zarar verme durumunun söz konusu olmadığını beyan ederek, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ...; müvekkilinin, davalı ... 'ndan alacaklı olduğunu, ...'nun nakit imkanı olmadığından borca karşı taşınmazı satmayı teklif ettiğini, borçlunun nakit ödeme imkanı olmadığını gören müvekkilinin, satışı kabul etmek zorunda kaldığını, bir süre sonra davalının eşinin müvekkilini arayarak, taşınmazın kendisinden habersiz satıldığını, bu yerin kendileri için önemli olduğunu söyleyerek, satış bedelini ödeyip arsanın kendisine satışını istediğini, arsayı...'na satmayı kabul ettiğini, müvekkilinin ... ile kardeşi ... arasındaki borç ilişkisini bilme olanağının olmadığını beyan ederek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre;Davacının davasının kabulü ile; davalılar arasında... İlçesi, ... Mahallesi, 479 ada, 2 parsel sayılı 353,41 m² alanlı taşınmazın, davalı ... tarafından, davalı ...'e ve davalı ... tarafından davalı ...'na devrine ilişkin yapılan tasarrufun iptali ile davacının ... 4.İcra Müdürlüğü'nün 2013/3579 Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferilerini karşılama imkanı tanınmasına,karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK’nun 277 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
10.04.1992 gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilen bir yükümlülüğünün gerekçeli kararda hüküm altına alınmamış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak keza İBK'nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Tefhim edilen hüküm başka gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK.’nun 381.- 389. maddelerinde (6100 sayılı HMK m. 294-297), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HMK 297/II maddesinde; hüküm sonucu kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 29/03/2016 tarihli kısa kararında 'davanın kabulü ile' denildiği halde, gerekçeli kararda 'Davacının davasının kabulü ile; davalılar arasında ... Mahallesi, 479 ada, 2 parsel sayılı 353,41 m² alanlı taşınmazın, davalı ... tarafından, davalı ...'e ve davalı ... tarafından davalı ...'na devrine ilişkin yapılan tasarrufun iptali ile davacının ... 4.İcra Müdürlüğü'nün 2013/3579 Esas sayılı takip dosyasındaki alacak ve ferilerini karşılama imkanı tanınmasına,' şeklinde yazıldığı görülmektedir. Bu durum HMK'nin 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre bu aşamada davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer
olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ...'na geri verilmesine 04/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön