17. Hukuk Dairesi 2018/1394 E. , 2019/12387 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2018/1394 E. , 2019/12387 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm birleşen davada davalı ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 10/08/2008 tarihinde davacı idaresindeki araç, davalı ...'in sürücüsü, davalı ...'in işleteni olduğu araç ile davalı ...'in sürücüsü davalı ...'ın işleteni olduğu araçların karıştığı trafik kazasında davacının yaralandığını beyanla, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 100.000.-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili, aynı olaya ilişkin olarak davalı taraf araçlarının trafik sigortaları bulunmadığını beyanla, belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalı ... vekili, 05.08.2011 tarihinde davacıya 9.214,00 TL ödeme yapıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliler ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat talepleri bakımından ıslah da göz önüne alınarak; talep edilen 21.216,07-TL tazminata davalılar ... ve ... - davalı ...'nun 12.002,07.-TL ile sınırlı olarak dava tarihinden itibaren işleyecek faizinden sorumlu olması kaydıyla- yönünden olay tarihi olan 10.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte - davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödemelerine, manevi tazminat istemleri bakımından; davalılardan ... ve ... yönünden davanın kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 10.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte adı geçen davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmelerine, davalılardan ... Ve ... Yönünden davanın atiye terki nedeniyle bu davalılar hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, birleşen davada davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
1186 Sayılı HUMK'nun 388 ve 389. maddeleri ile 6100 Sayılı HMK'nun karşılık 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HUMK'nun 388/3. maddesi gereğince (HMK 297/c) hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasası'nın 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir.
Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece hükmün gerekçesinde “... Her ne kadar hükümde sigorta haricindeki davalılar bakımında 21.216,07 TL yönünden kabul kararı verilmiş ise de hepsi için 9.214,00 TL'ye hükmetmek gerekmekteydi.” yazıldığı halde hükümde “ talep edilen 21.216,07-TL tazminata davalılar ... ve ... - davalı ...'nın 12.002,07.-TL ile sınırlı olarak dava tarihinden itibaren işleyecek faizinden sorumlu olması kaydıyla- yönünden olay tarihi olan 10.08.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte - davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödemelerine,” denilerek gerekçeli kararın gerekçesi ile hüküm sonucu arasında çelişki yaratıldığı görülmektedir. Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 298. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, hüküm fıkrası ve hükmün gerekçesi arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
2-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre birleşen davada davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, birleşen davada davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle,birleşen davada davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden birleşen davada davalı ... Hesabına geri verilmesine, 24/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön