17. Hukuk Dairesi 2017/4669 E. , 2019/11691 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 5.Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : İzmir 2.Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ... ve ... vekilince temyiz edilmiş, davacı vekilince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 03.12.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davacı ile davalı ... Depoculuk Odun Kömür İnş. Malz. Nak. Kuyum. San. ve Tic. Ltd. Şirketi arasında 20/03/2012 tarihli genel kredi sözleşmesi imzalandığını, borcunu ödenmemesi üzerine İzmir 22.İcra müdürlüğünün 2013/14209 E sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, borçlu şirketin üzerine kayıtlı ... ili, ... İlçesi, ... mahallesi 41383 ada, 4 parsel üzerinde kain 15 nolu bağımsız bölümü muvazaalı bir şekilde diğer davalı ...'ye devrettiğini, tapudaki satış değeri ile taşınmazın gerçek satış değeri arasında fahiş fark bulunduğunu, mal kaçırma kastı olduğunu, ayrıca davalılar arasında arkadaşlık, iş ortaklığı ilişkisinin bulunduğunu, birbirlerini tanıdıklarını belirterek, tasarrufun iptaline, davacıya icra dosyasındaki alacağını tahsili amacıya cebri icra yetkisi verilmesine, taşınmazın el değiştirmiş olması halinde gerçek bedeli üzerinden tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar; davaya cevap vermemiştir.
Dahili davalı ...; davalı şirket sahibi ... ile davalı ...'nün ... Dünyası adlı firmasından otomobil alımları yaptığını, firmasının diğer davalı şirketin sahibi ...'ten alacağı nedeniyle borçlarına karşılık olarak teminat göstermesini istediklerini, diğer davalı tarafça teminat olarak dava konusu taşınmazın gösterildiğini, söz konusu taşınmazın firma çalışanı olan ... ve sonrasında da firma sahibi ... tarafından üzerine devralındığını, ancak daha sonra borcun ... tarafından ödenmesi nedeniyle teminatın iadesi gerektiğinden taşınmazın kendisi tarafından iade edilmek istenince diğer davalı tarafın göstermiş olduğu şahsa tapuda iade edildiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile; davacı taraf dava konusu taşınmazın devrolunması suretiyle seçimlik hakkını bedele dönüştürmüş olmakla taşınmazın devir tarihindeki değeri olan 88.700,00 TL'nin İzmir 22. İcra Müd.nün 2013/14209 sayılı asıl alacak faiz ve takip giderleri, takip ücreti vekaleti ile sınırlı olmak kaydıyla davalılardan tahsiline ve davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve ... vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İzmir Bölge Adliye Mahkemesince, İstinaf kanun yoluna başvuran davalılar ... ve ... vekilinin istinaf talebinin kabulü ile; İzmir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 05/12/2016 tarih, 2015/174 E. 2016/333 K. sayılı kararının HMK.nun 353/1-b.2 maddesi uyarınca düzeltilmesine; yeniden hüküm tesisine, Dahili davalı ... açısından; davanın reddine,Diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile; davalı-borçlu ... Depoculuk Odun Kömür İnş. Malz. Nak. Kuyum. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd Şti'nin diğer davalı ...'ye dava konusu taşınmazın devrine ilişkin tasarrufunun İzmir 22.İcra müdürlüğünün 2013/14209 E. sayılı takip dosyasındaki davacı alacağı ve ferileri ile sınırlı olmak üzere İİK.nun 283. maddesi uyarınca iptali ile taşınmazın tasarruf tarihindeki gerçek değeri olan 88.700,00-TL.nin davalı ...'den tahsiline, karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili ve katılma yoluyla davalı ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarurfun iptali davasına ilişkindir.
Bu davalardan amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da 'iyiniyet kurallarına aykırılık' nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahıs nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda; Bölge Adliye Mahkemesince; Davalı ...’nün iş dünyası içinde çalışan biri olarak, bir taşınmazı bedelsiz devralmasının hayatın olağan akışına ters olduğu, borç ödendikten sonra sahibine iade edilmeyip başka devirlere (... tarafından kendi patronuna, onun tarafından da borçlu şirketin gösterdiği şahsa devredilmiş) konu edilmesi nedeniyle, teminat olarak alınmadığını, asıl amacın mal kaçırmaya yönelik olduğunu bilecek kişi olduğu gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulü, dahili davalı ... açısından davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemiştir. Yargılama sırasında; Davalı 3.kişi ... ve 4.kişi ... beyanlarında;
davalı 4.kişi ...’nün işlettiği canauto şirketinin davalı borçlu şirketin yetkilisi ...’e araç sattığı ve karşılığında da teminat olarak dava konusu taşınmazı davalı ...’nün işyerinde çalışan ...’ye devrettiğini, daha sonra araç bedellerini ödeyince taşınmazı davalı borçlu şirketin gösterdiği kişiye geri devrettiklerini belirttiği anlaşılmaktadır. Nam-ı müstear, adını herhangi bir nedenle gizli tutmak isteyen bir kişinin, sözleşmeyi kendi hesabına, başka bir kişiye yaptırmasıdır. Dahili davalı ... dava konusu taşınmazın davalı borçlu şirketten araç satışı nedeniyle alacağına karşılık teminat amacıyla kendi çalışanı olan davalı ...’ye devredildiğini, ancak borcun ödenmesi üzerine teminat amacıyla alınan dava konusu taşınmazı borçlu şirketin gösterdiği dava dışı kişiye devrettiğini iddia ederek bu konuda kendisinin yetkilisi olduğu “canauto” isimli işyeri ile davalı borçlu şirketin yetkilisi olan ... ile aralarında düzenlenen 12/11/2012 tarihli araç satış sözleşmesini dosyaya sunmuştur. Bu durumda; mahkemece; davalı borçlu şirket ile davalı ...’ye ait şirketin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi vasıtası ile inceleme yapılarak aralarındaki ticari ilişkinin ne zaman başladığı, tasarruf tarihi itibariyle borçlu davalı şirketin ya da şirket yetkilisinin davalı ...’nün işlettiği şirkete bir borcu olup olmadığının, var ise söz konusu borcun ne zaman ve ne şekilde ödendiğinin belirlenmesi ve davalı ...’nün dava konusu taşınmazın teminat amaçlı devredildiğine dair beyanlarının gerçekliğinin bu kapsamda araştırılarak ondan sonra toplanan ve toplanacak olan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
2-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi Kararının BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, 2.370,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, duruşmada vekille temsil olunmayan davalılar ... ve ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ... davalılar ... ve ...'ya geri verilmesine 09/12/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2017/4669 E. , 2019/11691 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 127 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat