17. Hukuk Dairesi 2017/5162 E. , 2019/10479 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 12.11.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalı ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalı tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yapıldığını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun muvazaalı olarak eşinden boşanarak boşanma sırasında imzalanan 04.09.2014 tarihli protokol ile davalı eşine ait taşınmazlardaki 1/2 oranındaki katkı payı alacağı ve değer artışı payı alacaklarından feragat ettiğini, amacın alacaklılarından mal kaçırmaya olduğun belirterek, anılan protokolün bu maddesinin iptali ile tapuda davalı ... adına kayıtlı olan dava konusu taşınmazın 1/2 hissesi üzerinde, davacıya haciz ve satış istemi yetkisi verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, boşanma ve protokolün takipten önce yapıldığını, görevli mahkemenin Aile Mahkemesi olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın müvekkilinin kişisel mal olduğunu 2008 yılında müvekkili adına alındığını, borçlunun hiçbir katkısı olmadığını, borcun doğmundan yıllar önce iktisap ettiğini, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tasarrufun iptali istenen taşınmazın 2008 yılında dava dışı 3. şahıstan davalı ... tarafından satın alındığı, satın alma tarihindeki değerinin 1.850.000 TL olduğu, bu miktar paranın eniştesi iş adamı tarafından gönderildiğinin belgelerle sabit olduğu, daha sonra yapılan tadilat masrafının davalı ... tarafından yapıldığı ve 2009 yılında gerçekleştiği, davacının takibe dayanak bonolarının takip tarihinin 2013 yıllarında olduğu, alacaklının takip borçlusu arasındaki ilişkinin 2013 yılında gerçekleştiği, alacak borç ilişkisine girdiği tarihte taşınmazın takip borçlusu üzerinde olmadığı, önceki malikin de takip borçlusu olmadığı, tasarrufun iptalinin istenebilmesi için borç doğumundan sonra bir tasarrufun yapılması gerektiği, davacı davalıyla ilişkiye girdiği sırada davalının mal varlığını bildiği ve mal varlığı içerisinde dava konusu taşınmazın olmadığını da bildiği ve buna göre borç ödeme ilişkisine girdiği, davalı taşınmazı bedelini üçüncü kişinin iş adamı eniştesi tarafından ödendiği ve belgelendiği, ekonomik durumunun yüksek olan bir yakınının kendisine bağışlama yapabileceği, bunun da hayatın olağan akışına uygun olduğu, takip borçlusu tarafından davacıya bağışladığına dair herhangi bir delil de olmadığı anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm süresi içerisinde davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince, İlk Derece Mahkemesi'nin kararının gerekçesinin yerinde olduğu ve HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekili ile davalı ... vekilinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir.
Tasarrufun iptali davası, borçlu tarafından alacaklısını zarara uğratmak kastıyla gerçekleştirilen tasarruftan zarar gören alacaklının, borçlunun mal varlığından çıkarmış olduğu, mal ve hakların veya bunların yerine geçen kıymetlerin, tekrar borçlunun mal varlığına geçmesini sağlamak ve bu yolla alacağını elde etmek amacıyla açtığı davadır.
Dava konusu taşınmaz 20.10.2008 yılında davalı ... tarafından dava dışı ... AŞ'den 1.948.830,00 TL sına satın alınmıştır. Davalı ... taşınmazı dava dışı kız kardeşinin eşi ... tarafından 14.10.2008 tarihinde kendisine gönderilen 1.850.000,00 TL ile satın aldığını, taşınmazın kişisel mal olduğunu belirterek, bu tarihte adına gönderilen banka havalesine ilişkin dekontu delil olarak sunmuştur.
Davacının alacağı 07.10.2013 tanzim tarihli bonodan kaynaklanmaktadır. Bu tarihten sonra davalılar ... 14.Aile Mahkemesinin 09.09.2014 tarih 2014/596 Esas 2014/583 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşanmış, boşanma eki 04.09.2014 tarihli protokolün Anlaşmalı Boşanma Ve Boşanmanın Mali Ve Hukuki Sonuçlarının Belirlenmesine Dair anlaşmanın , 'boşanmanın mali sonuçlarına ilişkin düzenleme' başlıklı (a) maddesinin taşınmaz mallar başlıklı bölümünde 'tarafların birbirlerinden herhangi bir talebi bulunmayacakları” belirtilmiştir. Diğer bölümde “tarafların evlilik tarihinden sonra edinilmiş mallarla ilgili olarak birbirinden katılım payı alacağı yada değer artışı payı alacağı veya sebepsiz zenginleşme alacağı adı altında veya başka herhangi bir nam altında talepte bulunmamakla birlikte gayri kabil rücu ve kesin olarak ibra ederler “ maddesine yer verilmiştir. Davacı alacaklı ilk maddenin iptalini talep etmiştir.
Dava konusu taşınmaz evlilik birliği içinde alınmıştır. Uyuşmazlık evlilik birliği içinde davalı üçüncü kişi Nurgül adına alınan bu taşınmazın anılan davalının kişisel malı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Edinilmiş malları MK’nun 219 Maddesinde “- Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.
Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:
1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
4. Kişisel mallarının gelirleri,
5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.” olarak ifade idilmiştir. Kişisel mallar ise MK’nun 220.maddesinde “1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya
2.Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
3.Manevî tazminat alacakları, 4. Kişisel mallar yerine geçen değerler.” olarak belirtilmiştir.
MK’nun 222.maddesi gereğince edinilmiş mallardan kişisel mal olduğunu iddia eden ispatla mükelleftir. Aksi durumda edinilmiş mal sayılır. Bir malın kişisel mal olması katılma alacağının talep edilmemesini sağlarken, kişisel mal olsa bile denkleştirme ve değer artışı payı olarak talep edilebilir.
Somut olayda, davalılar dava konusu taşınmazın davalı ...’ün kişisel malı olduğunu, zira bedelinin dava dışı eniştesi ... tarafından 14.10.2008 tarihinde kendisine karşılıksız olarak gönderilen 1.850.000,00 TL ile satın aldığını ileri sürmektedir. Davacı ise bu bedelin ivazlı olarak verildiğini iddia etmektedir. Kısaca söz konusu para davalı üçüncü kişiye karşılıksız olarak verilmesi halinde taşınmaz üçüncü kişinin kişisel malı sayılacak ve borçlunun bir hak talebi söz konusu olmayacak aksi halde edinilmiş mal olarak kabul edilip, borçlunun talep hakkı varlığı ortaya konulacaktır. Dosya kapsamından davalı borçlu ... ile dava dışı ... arasında ticari ilişki sabit olmakla birlikte bu ilişkinin paranın gönderildiği 14.10.2008 tarihine kadar uzanıp uzanmadığı hususu netleşmemiştir. Eksik inceleme ile hüküm verilemez.
Bu durumda mahkemece, borçlunun ve dava dışı ...‘nın ticari ilişkisi olduğu şirketin 2007-2008-2009 ticari defterlerinin incelenerek, 14.10.2008 yılında gönderilen paranın bir borç ödemesi için yapılıp yapılmadığı, ivazlı olup olmadığı, konusunda uzman bilirkişi aracılığı ile incelenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.
Öte yandan, dava konusu taşınmazın, satın alınmasından sonra yapılan tadilatlar ile bir değer artışı olduğu da dosya kapsamı ile sabit olmuştur. Ancak bu değer artışında, üçüncü kişinin kişisel malı ile mi yapıldığı yoksa borçlunun katkısı ile mi yapıldığı yani borçlunun değer artışı konusunda bir talep hakkı olup olmadığı yönünde mahkemece bir değerlendirme yapılmamıştır.
Bu nedenlerle, yerel mahkemenin eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurması, istinaf mahkemesinin ise istinaf isteminin reddine karar vermesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyize konu yerel mahkeme kararının HMK 371. maddesi gereğince BOZULMASINA, HMK 373/1 maddesi gereğince istinaf mahkemesinin esastan red kararının kaldırılarak dosyanın kararı veren ... (...) 9.Asliye Hukuk Mahkemesine, bir örneğin de ... Bölge Adliye Mahkemesi 9.Hukuk Dairesine gönderilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 12/11/2019 gününde üzere oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2017/5162 E. , 2019/10479 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 29 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 88 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat