17. Hukuk Dairesi 2017/583 E. , 2019/10098 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2017/583 E. , 2019/10098 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hüküm davacı vekili ve davalı ..., ..., ... vekilleri tarafından temyiz edilmiş, davalılar ..., ... ve ... vekillerince de duruşma talep edilmiş olmakla duruşma için tayin edilen 15.10.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ve davalılar ..., ... vekili Av. Derya Yüksel, davalı ... vekili Av. ..., davalı ... vekili Av.İlker Şen geldiler. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; Davalılardan ... tarafından 1/2 hissesi ...'e ve 1/2 hissesi ...'e satılan ve bu davalılar tarafından da davalı ... ... satışı yapılan... köyü mevkiinde bulunan 345 ada 1 parselde kayıtlı 2 blok atölye vasıflı iş yerinin, Davalılardan borçlu ... tarafından davalı ...'e satışı yapılan... köyü çiftlik mevkiinde bulunan 127 ada 10 parseldeki arsanın üzerinde kurulu 1 numaralı tripleks villanın, Davalılardan ... tarafından davalı ... ...’ye satışı yapılan Kadıköy-Göztepe Mahallesi 399 ada 57 parselde kayıtlı arsa üzerinde kurulu 20 numaralı dairenin, İİK'nın 277 vd. madde hükümlerine göre batıl olan tasarruflarının müvekkili banka yönünden iptaline ve İstanbul 13.İcra Müdürlüğünün 2012/19113, Büyükçekmece 3. İcra Müdürlüğünün 2013/2916-2013/2917 sayılı dosyasından cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisi tanınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı borçlu ... vekili; davanın görülebilmesi için gerekli aciz belgesinin sunulmadığını, dava koşullarının oluşmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... ve ... vekili; müvekkillerinin borçluları tanımadıklarını, satış vesilesi ile tanıştıklarını ödemenin banka aracılığı ile yapıldığını belirterek haksız açılan davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ... vekili; müvekkilinin iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili; davacının delil olarak sunduğu haciz tutanaklarının aciz belgesi niteliğinde olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkili ...'ün bahse konu davalıdan söz konusu taşınmazın tamamını satın almadığını, satın alma iradesi ile bedelini ödemek suretiyle her iki malikten ayrı ayrı 1/2 şer hisse olmak üzere taşınmazın tamamını tapudan satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalı ... yönünden davanın reddine,Davalı ... yönünden davanın reddine, davalılar ... ..., ..., ..., ... yönünden davanın kabulü ile; ... ilçesi hoşdere köyü 345 ada, 1 parsel sayılı 8465,29 m2 miktarlı arsa üzerinde kurulu 2 blok atölye vasıflı R1 blok 9/336 arsa paylı bodrum kat 4 nolu iş yerinin 01/10/2012 tarihli satış tarihteki değerinin 428.000,00 TL, ... ilçesi hoşdere köyü 345 ada, 1 parsel sayılı 8465,29 m2 miktarlı arsa üzerinde kurulu 2 blok atölye vasıflı R1 blok 9/336 arsa paylı bodrum kat 14 nolu iş yerinin 01/10/2012 tarihli satış tarihteki değerinin 1.046.000,00 TL Davacının Bakırköy 13. İcra Müdürlüğünün 2012/19113, ... 3. İcra Müdürlüğünün 2013/2916 – 2013/2917 sayılı takip dosyasındaki alacak miktarları ile sınırlı olarak ve taşınmazların satış tarihindeki değerleriyle geçerli tazminatın yasal faizi ile birlikte bu davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı ... ve ... vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... ve ... vekili ile davalı ... vekilinin 2 ve 3 nolu bendin kapsamı dışında, davacı vekilinin ise 4 ve 5 nolu bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava İİK'nun 277. maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK'nın 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da 'iyiniyet kurallarına aykırılık' nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Mahkemece dava konusu 345 ada, 1 Parsel Zemin Kat No:14 ve 4 nolu taşınmazların tapudaki satış bedeli ile bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değeri arasında misli fark bulunduğu gerekçesiyle davanın davalılar ... ..., ..., ..., ... yönünden kabulüne karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Tapudaki satış bedeli dışında yapılan ödemelerin davalı 3. kişi tarafından devir tarihi veya devir tarihine yakın tarihli banka hesap hareketleri, banka ödemesi, kredi kullanımı gibi delillerle ispatlanması mümkün olup bu belgelerdeki meblağların tapudaki bedele eklenerek bedel farkının varlığı değerlendirilmelidir. Somut olayda 4 nolu taşınmaz 02/08/2012 tarihinde toplam 250.000,00 TL ve 14 nolu taşınmaz da 02/08/2012 tarihinde toplam 250.0000,00 TL bedelle tapuda satılmış; bilirkişi tarafından bu taşınmazlardan 4 nolu taşınmaz için 428.000,00 TL ve 14 nolu taşınmaz için de 1.046.000,00 TL TL rayiç bedel belirlenmiştir. Davalı 3.kişi ... ve ... tapudaki bedel dışında Yapı Kredi bankası hesaplarından 31/07/2012 tarihinde davalı borçlu Tamer’e ait olan ... Elektrik Mekanik A.Ş hesabına 250.000,00'er TL gönderdiklerini, yine aynı tarihte 700.000,00’er TL de davalı borçlu ...’a havale yaptıklarını belirtmiş ve dekont örneklerini dosyaya sunmuştur. Dairemiz uygulamasına göre bankadan havale edilen paranın borçluya ödenen para olduğu kabul edilerek bu durumda bilirkişi tarafından belirlenen rayiç değer ile davalı 3.kişi tarafından ödendiği ispat edilen değer arasında bedel farkı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemenin bu yöndeki gerekçesine katılma imkanı bulunmamaktadır. Ancak; dava dışı alacaklı ... Bankası A.Ş. tarafından aynı davalılara aynı dava konusu taşınmaz ile ilgili açılan tasarrufun iptali davasında; Dairemizin 18/06/2019 tarih ve 2016/13586-2019/7714 sayılı kararında; İİK'nun 280/1. maddesinde mal varlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği, aynı maddenin son fıkrasında ise ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiğinin kabul edildiği, bu karinenin, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunun ispatla çürütülebileceğinin hüküm altına alındığı;
Somut olayda 345 ada 1 parsel 4 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin radyatör imalathanesi olduğunun bilirkişi raporunda belirtildiği halde bu işyerinin öncesinde borçluların faaliyette oldukları bir işyeri niteliğinde olup olmadığı yönünde bir araştırma yapılmadığı, bu durumda, belirtilen 4 ve 14 nolu bağımsız bölümlerin devirden önce borçlu veya borçluların faaliyette olduğu işyeri olup olmadığı araştırılarak, borçlular ile üçüncü kişiler ... ve ...'ın aynı işkolunda faaliyette olduklarına ilişkin somut delilerin de ne olduğunun da ortaya konularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gereğine değinildiğinden; anılan mahkeme dosyasının da dikkate alınarak bu hususların birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Yine İİK.nun 282. maddesi gereğince iptal davaları borçlu ve borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları aleyhine açılır. Ayrıca, kötü niyetli üçüncü şahıslar hakkında da iptal davası açılabilir.
İİK’nın 283/II maddesine göre de iptal davası, üçüncü şahsın elinden çıkarmış olduğu mallar yerine geçen değere taalluk ediyorsa, bu değerler nispetinde üçüncü şahsın nakden tazmine (davacının alacağından fazla olmamak üzere) mahkûm edilmesi gerekir. Bu ihtimalde 3. kişinin sorumlu olduğu miktar, elden çıkarılan malın o tarihteki gerçek değeridir. Bir başka anlatımla dava ve tasarrufa konu malı elinde bulunduran şahsın kötü niyetli olduğunun kanıtlanamaması halinde dava tümden reddedilmeyip borçlu ile tasarrufta bulunan şahıs tasarrufa konu malı elinden çıkardıkları tarihteki gerçek değeri oranında ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir. Tazminata faiz işletilmez bu halde dördüncü kişi yönünden bedel farkı yeterli olmayıp kötü niyetinin somut delillerle ispatlanması gerekir.
Somut olayda, davalı borçlu ... tarafından borcun doğumundan sonra dava konusu 345 ada, 1 Parsel Zemin Kat No:14 ve 4 nolu taşınmazlar 02/08/2012 tarihinde davalılar ... ve ...’e 1/2’şer hisse şeklinde, bu davalılar tarafından da 01/10/2012 tarihinde davalı dördüncü kişi ...’ya satılmıştır. Dördüncü kişi konumundaki davalı ... yönünden ivazlar arasındaki fahiş fark yeterli olmayıp kötü niyetinin ispatlanmış olması gerekir. Davalı 4.kişi ... yönünden de 2.bentte belirtilen hususlar ve sözü edilen dava dosyası birlikte incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
4-İİK’nun 283/1. maddesi gereğince tasarrufun iptali davasının kabulü halinde, davacı davaya konu mal üzerinde cebri icra yetkisini elde eder ve dava konusu mal taşınmaz ise, davalı üçüncü kişi üzerindeki kaydın tashihine mahal olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir.
Somut olayda, davacı alacaklı tarafından 3 ayrı takip dosyası yönünden dava açarak dava konusu taşınmazların devrine ilişkin tasarrufun iptali talep edilmiştir. Davalı borçlu ... tarafından önce ... ve ...’a daha sonra da davalı ...’a devredilen taşınmazlar hala davalı ... üzerinde kayıtlı olup elden çıkarılmadığından; davanın kabulü halinde dava dayanağı takip dosya numaraları belirtilerek, bu takip dosyalarındaki alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere taşınmazların devrine ilişkin tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış isteme yetkisi verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
5-Tasarrufun iptali davalarında her bir tasarruf yönünden takip konusu alacak ile taşınmaz değerinden hangisi az ise o miktar üzerinden vekalet ücretinin belirlenmesi gerekip davalılardan ...’e dava konusu taşınmazın 1/2 hissesi devredilmiş olduğundan bu hisse değerine göre vekalet ücreti belirlenmesi gerekirken taşınmazın tamamının değeri üzerinden vekalet ücreti belirlenmesi de doğru değildir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... vekillerinin ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar ..., ... ve ... vekillerinin, (4) ve (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılar ..., ... ve ...'tan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılar ..., ... ve ...'e verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ..., ... ve ...'e geri verilmesine 04/11/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön