17. Hukuk Dairesi 2017/1234 E. , 2019/9884 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2017/1234 E. , 2019/9884 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün davalılar ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacı ... ve ...'ın oğlu, diğer davacı ... kocası olan ... , davalılardan ... ile ... tarafından 29/09/2011 günü tabanca ile öldürüldüğünü, cinayet işleyen her iki sanık hakkında Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 2011/408 esas ile Kamu Davası açıldığını, davalı ...'in sahip olduğu iki adet taşınmazını, asker arkadaşı olan ve ... yaşayan ... oğlu ...'ya muvazaalı şekilde 10/10/2011 tarihinde satış suretiyle kaçırdığını, tapu dairesinde yapılan muvazaalı satış işlemlerinde ... ili, ... ilçesindeki taşınmazını 98.000,00 TL’ye, diğer ... İlçesindeki taşınmazını ise 10.000,00 TL'ye sattığını, davacıların maddi ve manevi zararlarının çok fazla olduğunu bu nedenlerle davacı ... için 30.000,00 TL'si maddi tazminatın, 30.000,00 TL'si manevi tazminatın 29/09/2011 tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte, davacı ... için 10.000,00 TL'si maddi tazminatın, 30.000,00 TL'si manevi tazminatın 29/09/2011 tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte, davacı ... (...) için 100.000,00 TL'si maddi tazminatın, 100.000,00 TL'si manevi tazminatın 29/09/2011 tarihi itibariyle yasal faiziyle birlikte davalılardan ... ve ... birlikte müteselsilen tazmin edilmesini, diğer davalı ...
üzerine muvazaalı şekilde kaçırılıp tescil edilmiş olan taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davalı ... üzerine tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Yargılama sırasında, tazminat talebine yönelik davanın iş bu dosyadan tefrik edilmesine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Davalılar, davaya süresinde cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre davanın kabulü ile dava konusu ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 390 parsel sayılı 1350 m2 yüzölçümlü bağ vasıflı taşınmaz ve ... ili, ... İlçesi, ... Mahallesi, 1181 ada 3 parsel sayılı 124,99 m2 yüzölçümlü avlulu kargir ev vasıflı taşınmazın davalılardan ... adına olan tapu kaydının iptali ile tapu kayıtları iptal olunan taşınmazların ... adına tapu kütüğüne kayıt ve tesciline, karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK'nun 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı sebebine dayalı tapu iptali ve tescil davasına ilişkindir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
BK'nun 19. maddesinde anlamını bulan muvazaa, tarafların 3.kişileri aldatmak amacı ile ve fakat kendi gerçek iradelerine uygun olmayan ve aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak hususunda anlaşmalarıdır şeklinde tanımlanabilir. Tarafların görünüşte yaptıkları işlemle, iradelerinin birleştiği işlem birbirinden farklılık taşıdığı durumlarda muvazaanın söz konusu olduğu kabul edilmelidir. Kural olarak üçüncü kişiler muvazaa nedeniyle zarara uğradıkları takdirde tek taraflı ve çok taraflı hukuki muamelelerin geçersizliğini ileri sürebilirler. Çünkü muvazaalı bir işlem ile; üçüncü kişinin zarar görmesi ona karşı işlenmiş bir haksız işlem niteliğindedir. Ancak, üçüncü kişilerin muvazaalı işlem ile zararı gördüklerinin benimsenebilmesi için onun işlemi yapandan alacağının bulunması ve alacağın ödenmesini önlemek için muvazaalı işlemin yapılmış olması gerekir.
Davacının bu davadaki amacı alacağını tahsil edebilmek için muvazaa nedeniyle temelde geçersiz olan işlemin hükümsüzlüğünü sağlamaktır. Davacının iddiasını kanıtlaması halinde iddianın taşınmazın aynına ilişkin olmadığı, alacağın tahsiline yönelik bulunduğu da gözetilerek İİK'nın 283/1. maddesi kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacının taşınmazların haciz ve satışını isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerekecektir.
Somut olayda, mahkemece davalı ...’nin muvazaalı olarak davaya konu taşınmazları devrettiği sübuta ermekle davacıların davasını ispatladığı anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmiş ancak herhangi bir gerekçe açıklanmamış deliller tartışılmamıştır.
HUMK’nun 388. maddesinin 3-5 bentleri (HMK’nın 297/1-c) hükümlerine göre mahkeme kararlarının asgari olarak iki tarafın iddia ve savunmalarının özetlerini mahkemece incelenen maddi ve hukuki olay ve meselelerin özüne mahkemeyi sonuca götüren gerçeklerin ne olduğu hususlarını içermesi zorunludur. Yine Anayasanın 141/3 maddesi hükmü de tüm mahkeme kararlarının gerekçeli olması gereğini düzenlemektedir. Kararlara konulması gereken gerekçeler sayesinde taraflar hükmün hangi maddi ve hukuki sebebe dayandırıldığı anlayabilecekleri gibi, karar aleyhine kanun yoluna başvurulduğunda da HUMK’nun 428. (HMK’nın 369.) maddesi uyarınca Yargıtay incelemesi sırasında ancak bu gerekçe sayesinde kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı saptanır. Diğer bir ifadeyle Yargıtay denetimi ancak bir kararın gerekçe taşıması halinde mümkün olabilir.
Somut olayda Mahkeme hükmünde muvazaaya ilişkin gerekçe yazılmamıştır. Böyle bir karar, davanın muvazaayı hangi nedene dayalı olarak karara bağlandığı hususunu da içermediğinden Anayasa’nın 141/3, 388/3-5 (HMK’nın 297/1-c) maddelerine aykırı olduğu gibi HUMK’nun 428. (HMK’nın 369.) maddesi gereğince Yargıtay denetimi olanağını da ortadan kaldırmaktadır. Davacı vekili, dava dilekçesinde, taşınmazları devralan davalı ...’nın davalı ... ile asker arkadaşı olduğunu ve eskiden beri birbirlerini tanıdıklarını iddia etmektedir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, ilgili askerlik şubesine yazı yazılarak davalıların askerlik kayıtlarının istenilmesi ve daha önce dinlenen tanıklardan bu husus sorularak davalıların önceden beri birbirlerini tanıyıp tanımadıklarına ilişkin gerekli diğer araştırma ve incelemelerin yapılması ve sonucuna göre muvazaanın olup olmadığı tam olarak belirlenerek hüküm kurulması gerekirken yazılı biçimde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...'e geri verilmesine 23/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön