17. Hukuk Dairesi 2016/18472 E. , 2019/8064 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davacıların müşterek murisleri olan ...’e, plakası ve sürücüsü tespit edilemeyen bir aracın çarpması nedeniyle 08.04.2002 tarihinde meydana gelen trafik kazasında vefat ettiğini, müvekkillerinin mütevefanın desteğinden yoksun kaldığını, beyanla fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 8.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin ilgili bozma ilamına uyulmasına karar verilerek toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davasının kısmen kabulü ile davacı ... için 3.162,86 TL, ... için 11.222,90 TL, ... için 3.040,75 TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalının poliçe limitiyle sınırlı tutularak alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Zamanaşımı hukuk mahiyeti itibariyle bir defidir. Yani borcu yerine getirmekten kaçınma salahiyetidir. Bu salahiyet borcun kendisini ortadan kaldırmamakla, birlikte borca bağlı dava hakkını ortadan kaldırır. Ancak davada ileri sürülüş biçimi esasa cevap süresi içinde verilen cevap dilekçesi ile olmalıdır. Cevap süresinden sonra ileri sürülen zamanaşımı defi savunması tevsi (genişletilmesi) itirazı ile karşılaşmadıkça hakim tarafından incelemeye tabi tutulmalıdır. Savunmayı genişletme yasağına aykırılık itirazının da süresinde yapılması gerekir. Aksi halde buna rıza gösterilmiş sayılır. Bu özelliklerine göre hakim resen nazara alamaz ancak taraflar ileri sürdüğünde zamanaşamını dikkate almak zorundadır. Savunmayı genişletme yasağı Asliye Mahkemelerinde cevap dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edilmesi ile başlar. Bu nedenle cevap dilekçesinin karşı tarafa tebliğinden önce ek bir dilekçeyle zamanaşımı savunmasında bulunmak mümkün olabilecektir. Davalının süresinde zamanaşımı definde bulunmayıp savunmayı genişletmesi durumunda davacı tarafın buna ilişkin itirazını hemen o duruşmada savunmanın esasına cevap vermeden bildirmesi ve buna tutanağa geçirtmesi gerekir. Süresinde yapılan itiraz üzerine mahkeme zamanaşımı defini dikkate almayacaktır. Bu itiraz süresinde olmazsa, davacı taraf savunmanın genişletilmesine rıza göstermiş sayılacağından zamanaşımı savunması geçerli hale gelir ve mahkeme bu savunmayı dikkate alır.
Yukarıdaki açıklamalar karşısında somut olaya bakıldığında, davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 8.000,00 TL'nin(her bir davacı için 2.000,00 TL olmak üzere) davalıdan tahsilini istemiş, 16.10.2012 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini artırarak davacı ... için 3.500,00 TL, ... için 12.000,00 TL, ... için 4.500,00 TL değer üzerinden davanın kabulünü talep etmiştir. Davacı tarafın ıslah dilekçesi davalı vekiline 18.02.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı vekili cevap verme süresinden sonra 04.04.2013 tarihli oturumda davacının ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı itirazları olduğunu beyan etmiştir. Davacı vekili bozma ilamı doğrultusunda vermiş olduğu 20.10.2015 tarihli dilekçesi ile zamanaşımı def’inin süresi içerisinde yapılmadığını, davalı tarafın zamanaşımı def’ini kabul etmediklerini bildirmiştir. Mahkemece, kaza tarihinin 8.4.2002 olduğu, tazminata dayanak eylemin ceza yargılamasını gerektiren eylemlerden bulunduğu, birden fazla kişinin ölümüne neden olmak şeklindeki eylemin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765 sayılı Yasanın 455. madde ile suça öngörülen ceza miktarı uyarınca zamanaşımı süresi aynı Yasanın 102. madde uyarınca 10 yıl olduğu, Yasanın 104. maddesinde de yarı oranında zamanaşımının uzayacağı kabul edilmiş olduğu, ıslahın yapıldığı tarihte (16.10.2012) bu sürenin dolmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin ıslah dilekçesine karşı zamanaşımı definin süresinde ileri sürülmemesi ve davacı tarafın da bu konuda HMK'nın 141/1,2'ye göre açık muvafakatinin bulunmamasından dolayı, davalı vekilinin zamanaşımı yönüyle temyiz itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Gerekçeli karar başlığında dava tarihinin davanın ilk açıldığı tarih olan 23/08/2010 yerine bozma ilamından sonra yargılamaya devam edilen dosyanın açıldığı tarih olan 13/07/2015 olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde görülmekle bozma nedeni yapılmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 892,65 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2016/18472 E. , 2019/8064 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat