17. Hukuk Dairesi 2016/13305 E. , 2019/8042 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/13305 E. , 2019/8042 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından talep edilmiş, davalılar ...,... ve ... vekilince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 18.06.2019 Salı günü davacı vekili Av. ... ile davalılar ...,... ve ... vekili Av. ... geldi. Diğer davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili; ..., ..., ... ve ...'ın müvekkil banka tarafından düzenlenmiş olan kredi kartları ile çeşitli borçlanmalar yaptıklarını ve bu borçlarını ödememeleri sebebiyle de kendilerine ihtarnameler gönderildiği, akabinde de icra takibi yapıldığı ve kesinleştiği, davalılar adına kayıtlı bulunan ... ili ... ilçesi ... Mah. ... ada 19 parsel, 663 ada 18 parsel, 663 ada 20 parsel ve ... ada 17 parsel sayılı taşınmazlara ihtiyati tedbir konularak bu taşınmazlara ilişkin davalılar tarafından yapılan satış işlemine konu tasarrufların iptaline ve her dört taşınmaz kaydı üzerine tüm borçlulardan olan toplam 141.953,53 TL alacağın faizi ve tüm fer'ileriyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekilleri; dava konusu işlemin borç doğumundan sonra yapılmış olmasının gerektiği, ancak davaya dayanak icra takipleri ve davacı tarafından yapılan hesap kat ihtar tarihlerinin dava konusu taşınmazların satış tarihinden yaklaşık 1 sene sonra olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; müvekkili ile davacının belirttiği diğer davalılar arasında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkilinin sadece ... ile hukuki ilişkisinin bulunduğunu, iyi niyetli olduğunu, bu durumu ispat edecek tapu kaydının bulunduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; davacının davalılara karşı ayrı ayrı dava açması gerektiğini, iptali istenen tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için davadan önce icra takibinin yapılmış olması gerektiğini, borcun doğumundan sonra yapılması gerektiğini ayrıca borçlu hakkında aciz belgesinin bulunmasının şart olarak belirtildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar ..., ... ve ... vekilleri; usul kuralları gözardı edilerek açılan davanın hukuki bir yararı bulunmadığını, söz konusu takiplere konu borcun ait olduğu kredi kartları ve sahiplerinin farklı olduğu gibi iptali talep edilen devir işlemlerinin de her bir davalının kendisine ait olan farklı taşınmazlara ait olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davacı vekilince geçici aciz belgesi sunulmuş ise de, davalıların dava konusu taşınmazlar dışında da taşınmazlarının olduğu anlaşıldığından tasarrufun iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İptal davasının koşullarından biri olarak alacaklının elinde kesin (İİK.143) veya geçici (İİK.105/2) aciz belgesinin bulunması gereklidir. Kesin veya geçici aciz vesikasının bulunması, iptal davası için ön koşul ise de bunun davanın açılmasından önce alınması zorunlu değildir. Davanın açılmasından sonra alınabileceği gibi, temyiz aşamasında ve hatta bozmadan sonra karar düzeltme aşamasında bile alınıp ibraz edilmesi yeterlidir. Ayrıca borçlunun haczi kabil malının bulunmaması halinde durumu tespit eden haciz zaptı, geçici aciz belgesi niteliğinde kabul edilebilir.
Mahkemece; davalıların dava konusu taşınmazlar dışında da taşınmazlarının olduğu anlaşıldığından tasarrufun iptali davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.03.2005 gün, 2005/15-100-119 sayılı kararına göre, borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır.
Somut olayda, davalı borçlu şirketin üzerine kayıtlı ... de, ... Köyünde, ... ’ta, ... Mahallesinde ve ... Ilıca Mahallesinde bulunan 5 adet taşınmaza haciz konulmuşsa da bu taşınmazlar üzerinde fazla miktarda farklı icra takiplerinden haciz bulunduğu ve kendilerinden önce tesis edilmiş ipoteklerin bulunduğu görülmüştür. Alacaklı vekili tarafından ibraz edilen 03/11/2011 tarihli haciz tutanağında da, borçlunun işyerinde 2.000,00 TL'lik taşınır haczi yapıldığı ve aynı gün borçlu şirketin yetkililerinin evinde yapılan hacizde de; kapının kapalı olduğu apartman görevlisinin borçlu ve eşinin bir kaç ay önce taşındığını beyan ettiği görülmektedir. İİK'nun 105-2 maddesine göre haczi kabil mal bulunmaz ise haciz tutanağı İİK'nun 143. maddesindeki aciz belgesi hükmündedir. İcra dosyası kapsamında borçlunun alacak veya başka taşınır malı olmadığı, dava konusu taşınmaz dışındaki haciz konulan diğer taşınmazlar üzerinde başkaca haciz ve ipoteklerin olduğu bu hali ile davacının alacağını karşılama imkanı bulunmadığı açıktır.
Bu durumda borçlunun aciz halinin gerçekleştiğinin kabul edilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
2-Kabule göre de dosyada dava şartı olan geçerli bir aciz vesikasının bulunmaması sebebi ile davanın reddine karar verilmesi ile davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılar ...,... ve ...'dan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön