17. Hukuk Dairesi 2016/17911 E. , 2019/7764 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/17911 E. , 2019/7764 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; davacı ...'nın eşi, diğer davacıların babası muris ...'in 16/07/2012 tarihinde, sevk ve idaresindeki traktörün devrilmesi sonucunda vefat ettiğini, aracın kaza tarihinde davalı ... şirketine sigortalı olduğunu, davacıların üçüncü kişi konumunda olup murisin desteğinden yoksun kaldıklarını beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş ... için 25.000,00 TL, çocuklar için ayrı ayrı 15.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacıların davasının kabulü ile davacılar ... için 153.163,69 TL, ... için 27.720,42 TL, ... için 24.631,80 TL ve ... için 19.484,10 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
1-6100 sayılı HMK'nun 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasınıda içerir. Bu kapsamda kural olarak, duruşma yapılması zorunlu olan çekişmeli yargıda hakim, kanunun gösterdiği istisnalar dışında tarafları dinlemeden veya iddia ve savunmalarını bildirmeleri için kanuna uygun biçimde davet etmeden hükmünü veremez. Bu çerçevede, öncelikle tarafların gerek yargı organlarınca gerekse karşı tarafça yapılan işlemler konusunda bilgilendirilmeleri zorunludur kişinin kendisinden habersiz yargılama yapılarak karar verilmesi, kural olarak mümkün değildir.
Savunma hakkını güvence altına alan T.C Anayasa'sının 36. maddesinde de buna paralel düzenleme bulunmaktadır.
Somut olayda; davalı ... kendini vekil ile temsil ettirmiş, duruşmalara katılmasa da cevap dilekçesi ve kendisine tebliğ edilen ıslah dilekçesine karşı; hesaba dair bilirkişi raporunun tarafına tebliğ edilmediğini ve raporun tebliğ edilmesini bildiren bir beyan dilekçesi ibraz etmiştir. Ancak, hesap raporu davalı vekiline tebliğ edilmemiştir. Mahkemece, kendini vekil ile temsil ettiren davalı vekiline bilirkişi raporları tebliğ edilip, bilirkişi raporlarına karşı beyan ve itirazda bulunma hakkı verilmeyerek davalı tarafın savunma hakkı kısıtlanmıştır.
Bu durumda mahkemece bilirkişi raporunun davalı vekiline tebliği ile rapora karşı beyan ve itirazlarını bildirmesi hususunda süre verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde savunma hakkının kısıtlanması doğru değildir. Bu husus yerine getirilmeden hüküm kurulması, savunma hakkının kısıtlanmasına yönelik esaslı usul hatası olduğundan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, ilk derece yargılamasını aşamalara ayırmıştır.Bunlar;1-Davanın açılması ve dilekçeler aşaması, (madde 118,126-136) 2-Ön inceleme, (madde 137-142) 3-Tahkikat, (madde 143-293) 4-Sözlü Yargılama (madde 184-186) ve 5- Hükümdür(madde 294.)
Mahkemece, dilekçelerin (dava–cevap-cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri) karşılıklı verilmesinden sonra, ön inceleme için bir duruşma günü tespit ederek taraflara bildirilir. Çıkarılacak davetiyede, duruşma davetiyesine ve sonuçlarına ilişkin diğer hususlar yanında, taraflara sulh için gerekli hazırlığı yapmaları, duruşmaya sadece taraflardan birinin gelmesi ve yargılamaya devam etmek istemesi durumunda, gelmeyen tarafın yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemeyeceği ve diğer tarafın, onun
muvafakati olmadan iddia ve savunmasını genişletebileceği yahut değiştirebileceği ayrıca ihtar edilir (madde 139). Hâkim, ön inceleme duruşmasında, dava şartları ve ilk itirazlar hakkında karar verebilmek için gerekli görürse tarafları dinler; daha sonra, tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları tek tek tespit eder (HMK 140/1. madde). Uyuşmazlık konularının tespitinden sonra hâkim, tarafları, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder; bu teşvik özellikle yasak savma ya da kanuni gerekliliğin yerine getirilmesi amacıyla değil, sonuca odaklanmak suretiyle gerçekten tarafların uyuşmazlığı bitirmeleri yönünde teşvik edecek şekilde yapılarak bu konuda sonuç alınacağı kanaatine varırsa, bir defaya mahsus olmak üzere yeni bir duruşma günü tayin eder (HMK 140/2 madde). Bu yönde bir kanaat edinmediği takdirde; ön incelemeye devam ederek ön inceleme duruşmasının sonunda, tarafların sulh veya arabuluculuk faaliyetinden bir sonuç alıp almadıkları, sonuç alamadıkları takdirde anlaşamadıkları hususların nelerden ibaret olduğu tutanakla tespit edilir. Bu tutanağın altı, duruşmada hazır bulunan taraflarca imzalanır. Tahkikat bu tutanak esas alınmak suretiyle yürütülür (madde 140/3).
Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir (madde 140/5). Özellikle dikkat edilmesi gereken nokta; ön inceleme duruşması tamamlanmadan ve gerekli kararlar alınmadan tahkikata geçilemeyeceği hususudur (madde 137/2).
Ön inceleme duruşması tamamlandıktan sonra, hâkim tahkikata başlamadan önce, hak düşürücü süreler ile zamanaşımı hakkındaki itiraz ve def'ileri inceleyerek karara bağlar (madde 142/1). Mahkemece ön inceleme aşaması tamamlandıktan sonra tahkikat işlemine gerek olmaması halinde nihai bir karar verebilir (HMK madde 138-142). Mahkemece ön inceleme aşamasında nihai karar verebilmesi için dava şartlarından birinin bulunmaması, ilk itirazların yerinde olması yada hak düşürücü süre nedenlerin gerçekleşmesi gerekir. Bir başka deyişle ön inceleme duruşmasında verilecek kararlar usule ilişkin kararlar ile sınırlı olup, davanın esası hakkında (feragat, sulh, kabul gibi davayı sona erdiren taraf işlemleri hariç) karar verilemez. Bu hususlar dışında işin esasına girilerek delillerin değerlendirilmesi sonucu bir karar verilecekse, ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra taraflar tahkikat için duruşmaya davet edilir. Taraflara gönderilecek davetiyede, belirlenen gün ve saatte geçerli bir özrü olmadan mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde, duruşmaya yokluklarında devam edileceği ve yapılan işlemlere itiraz edemeyecekleri bildirilir.
Mahkeme, tahkikatın bitiminden sonra, sözlü yargılama ve hüküm için tayin olacak gün ve saatte mahkemede hazır bulunmalarını sağlamak amacıyla iki tarafı davet eder. Taraflara çıkartılacak olan davetiyede, belirlenen gün ve saatte mahkemede hazır bulunmadıkları takdirde yokluklarında hüküm verileceği hususu bildirilir. Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir(madde 186).
Somut olayda, mahkemece taraflara sözlü yargılamaya ilişkin duruşma günü tebliğ edilmemiş olup davalı vekilinin mazeret bildirmek suretiyle katılmadığı 31.05.2016 tarihli karar celsesinde, davalı vekilinin yokluğunda yapılan duruşmada karar verilmiştir.
O halde, 6100 sayılı HMK ile öngörülen yargılama aşamalarına uyulmadan,usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadan, davalının savunma hakkını kısıtlayacak ve adil yargılanma hakkını etkileyecek şekilde yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması da usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda açıklanan bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile (2) nolu bentte açıklanan ve resen görülen nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 18/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön