17. Hukuk Dairesi 2016/19592 E. , 2019/7407 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/19592 E. , 2019/7407 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davacıların maddi tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat talebi hakkında kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacılar vekili, davalı ... idaresindeki ticari taksinin yaya kaldırımında otobüs bekleyen müteveffa ...'ya çarpması sonucu vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için 1.000'er TL maddi, 50.000'er TL manevi tazminatın, sigorta şirketinin yalnızca maddi tazminatla sorumlu olması kaydıyla, davalılar ... ve ... ve ... Sigorta A.Ş.'nden olay tarihi olan 12/05/2013 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Ş. Vekili, müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, dava açılmadan önce bir başvuru yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, ceza dosyasında tanık olarak dinlenen ...'ın beyanında sürücünün bilincini kaybetmiş olduğunu beyan etmesi ve ceza dosyasından sürücü hakkında rapor aldırılmasına karar verildiğinden, sürücünün kusurunun bulunup bulunmadığı hususunun tespiti için ceza dosyasının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini, tazminat taleplerinin fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Dahili davalılar vekili, müvekkillerinin murisinin ticari taksi şöförü olduğunu, olayın oluş şeklinden şöförün olaydan önce tıbbi bir rahatsızlık geçirmesi sebebiyle bu kazanın olduğunu düşündüklerini, bunun öngörülemeyecek bir durum olduğunu, olaydan sonra murisin ölmesi nedeniyle ceza dosyasında bu hususun aydınlatılamadığını, murisin daha önceden sara tedavisi gördüğünü, bu durumun kusuru ortadan kaldıracağını, ayrıca istenen tazminat miktarlarının da fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili, 08.10.2014 havale tarihli dilekçesinde, davacı taraf ile sulh olduklarını ve 01.10.2014 tarihinde davacı tarafa 113.813,79 TL asıl ve ferileri ile birlikte toplam 137.840,59 TL ödediklerini, maddi tazminat talebi konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep etmiş, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını belirtmiş, davacılar vekili, 27.01.2015 tarihli duruşmada, davalı ... şirketi ile maddi tazminat yönünden sulh olduklarını, bu nedenle sulh nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini, yargılama gideri taleplerinin olmadığını, manevi tazminat yönünden taleplerinin devam ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacıların maddi tazminat taleplerine ilişkin açmış oldukları davada, dava devam ederken davalı ... şirketi tarafından ödeme yapıldığından; maddi tazminat talebinin konusuz kaldığı anlaşılmakla maddi tazminat talebi yönünden hüküm kurulmasına yer olmadığına, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile davacı ... ve ... için 40.000,00 TL, ... için 18.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ... mirasçıları dahili davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, dahili davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde, özellikle oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen kusur oranının hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına göre, dahili davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında, manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli tarafların kusur durumları gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, MK.'nin 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle dahili davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle dahili davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden dahili davalılara geri verilmesine 12/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön