17. Hukuk Dairesi 2016/16311 E. , 2019/7188 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/16311 E. , 2019/7188 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili; müvekkillerinin eşi ve babası olan ...'nin ... Banktan 22/07/2008 tarihinde konut kredisi kullandığını, murisi ile davalı şirket arasında kredili hayat sigortası yapıldığını, sigorta yapılırken murisin ameliyat olduğunu, ameliyatın ses tellerine ilişkin olduğunu ve guater nedeni ile tefor ilacı kullandığını bildirdiğini açıklama bölümünde 1998 yılında ses tellerine ilişkin ameliyat geçirdiğinin yazdığını, buna rağmen murisin vefatı ile kredi ödemesinin talep edilmesine rağmen davalı şirket tarafından talebin reddedildiğini belirtmiş ve fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 66.165,00 TL'nin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; sigorta ettirenin ihbar görevine aykırı davrandığını, müteveffa da kesin tanı konulmuş tiroit bezi kanseri olduğunu ve bu hastalıktan dolayı vefat ettiğini, sigorta formunda bu hastalıktan murisin bahsetmediğini, bu nedenle sigorta sözleşmesinden müvekkilinin caydığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten önce 7-8 yıl boyunca sigortalı murisin kanser tedavisi gördüğü, 2003 yılında tiroit kanserinden ameliyat olduğu, buna rağmen kanser hastalığını sigorta şirketine bildirmemesi nedeni ile beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar murisinin kullanmış olduğu banka kredisi nedeniyle, 25/07/2008-25/07/2013 tarihlerini kapsayan hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 15/09/2011 tarihinde davacıların murisi vefat etmiştir.
Sigorta sözleşmesi kurulurken sigortalıya yüklenen doğru bilgi verme (ihbar) yükümlülüğünü düzenleyen 6762 sayılı TTK'nın 1290. Maddesi (6102 sayılı TTK 1435,1439 ve 1440. maddeler) her ne kadar mal sigortalarına ilişkin bulunmakta ise de, Yargıtay'ın yerleşik kararları ile hayat sigortalarında da uygulanmaktadır. Hatta anılan bu düzenleme, Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi ile sözleşme hükmü halini almıştır.
Gerek TTK’nın 1290. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre sigorta şirketinin sorusu üzerine veya herhangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmesinin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlü olup, şayet sigortalı tarafından var olan hastalık kasten bildirilmemiş ise sigortacının sözleşmeden cayma hakkı söz konusudur.
Somut olayda, taraflar arasındaki uyuşmazlık, poliçenin düzenlenmesi sırasında sigortalının tiroid kanseri olup olmadığı, sigortalının önceki hastalıkları ile ölümü arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı, bu hastalıkları kasten gizleyip gizlemediği, dolayısı ile ihbar yükümlülüğüne aykırı davranıp davranmadığı noktasında toplanmaktadır.
Dosya kapsamından dava konusu hayat sigortası sözleşmesi imzalanırken sigortalı murisin; guater nedeni ile tefor adlı ilacı kullandığını, ses telleri ile ilgili 1998 yılında ameliyat geçirdiğini beyan ettiği, ancak kanser hastalığı bulunup bulunmadığı sorusuna hayır cevabı verdiği anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında alınan ATK raporunda; müteveffanın 2001-2003-2004-2005 yıllarında kanser tedavisi gördüğü, 15/09/2011 de vefat ettiği ve ölümünün metastatik tiroit kanseri ve gelişen komplikasyonlar sonucu meydana geldiği, mevcut tıbbi belgelere göre poliçe başlangıcından önce kişiye tiroid kanseri tanısı konulduğu ve bu tanı nedeniyle radyoterapi almak üzere onkoloji kliniği kayıtları bulunduğu ancak kişinin hastalığının kendisi tarafından bilinip bilinmediğinin mahkemece aydınlatılması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir. Mahkemece bilirkişi raporu hükme dayanak yapılarak sağlık beyan formu doldurulurken sigortalının kanser hastalığına hayır şeklinde cevap verdiği, sadece guater nedeni ile ilaç kullandığını ve ses tellerinden ameliyat olduğunu beyan ettiği, Oysa ki kredi sözleşmesinin imzalandığı tarihten önce 7-8 yıl boyunca kanser tedavisi gördüğü, 2003 yılında tiroit kanserinden ameliyat olduğu, buna göre kanser hastalığının sigorta şirketine bildirmemesi nedeni ile beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Dosya içinde bulunan tıbbi geçmişe ilişkin bilgilerden ve alınan bilirkişi heyeti raporundan; sigortalı murisin 2001 yılından itibaren tiroid kanseri olduğu, bu nedenle tedavi gördüğü, ameliyat geçirdiği anlaşılmaktadır. Mahkemece sigortalı murisin poliçe düzenlenirken tiroid kanseri olduğunu davalı sigorta şirketine bildirmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, ancak sigortalı muris dava konusu hayat sigortası poliçesi düzenlenirken guater nedeni ile tefor adlı ilacı kullandığını, ses telleri ile ilgili 1998 yılında ameliyat geçirdiğini beyan edip sadece kanser hastalığını bildirmediğinden müterafık kusuru var ise de salt bu nedenle davanın reddedilmesi sigortalının geçirdiği ameliyatı ve kullandığı ilacı bilmesine rağmen poliçeyi yapması konusunda sigorta şirketinin de kusurunun olduğu düşünülmemesi doğru değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre mahkemece karşılıklı kusurunun varlığı nedeniyle teminat miktarından indirim yapılarak tazminata hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 10/06/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön