17. Hukuk Dairesi 2016/16462 E. , 2019/6829 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/16462 E. , 2019/6829 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
(Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili;davacıların murisi olan ... ın davalı bankadan tüketici kredisi kullandığını ayrıca kullanmış olduğu kredi nedeni ile sigorta yapıldığını murisin vefatı nedeni ile davacıların murisin haklarına halef olduklarını murisin vefatı nedeni ile kalan borçların hayat sigortasından karşılanması gerektiğini belirtilerek murisin kullanmış olduğu konut kredisi nedeni ile vefat tarihinden itibaren davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitini, haksız yere ödenen taksitlerin talep tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı bankadan istirdatını talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili; davanın görevli mahkemede açılmadığını görevli mahkemenin ticaret mahkemesi olduğunu, husumet itirazlarının bulunduğunu, murisin hayat sigortası sözleşmesi yapıldığı tarihte,hayat sigortası yapılmasına temel teşkil eden beyan formunda gerçeğe aykırı beyanda bulunarak rahatsızlığı bulunduğu halde bu hususu beyan etmediğinden tazminata hak kazanmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Cigna Finans Emeklilik ve Hayat A.Ş. vekili; dava değerinin belirtilmediğini, murisin hayat sigortası sözleşmesi yapıldığı tarihte kalp rahatsızlığı
Bulunduğunu, bu hususu beyan etmediğini,hayat sigortası bilgilendirme formunda tamamen sağlıklı olduğunu beyan ettiğini,TTK 1435.madde uyarınca beyan yükümlülüğünün önemli olduğunu, müteveffa sigortalının önemli olan kalp rahatsızlığını beyan etmemesi nedeniyle sigorta şirketinin tazminat ödeme yükümlülüğünün ortadan kalktığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; Hayat sigortası yapılırken sağlık beyan formunda ilk sırada kalp hastalığı ve diğer yazılı tüm rahatsızlıklarının bulunmadığına dair ...'ın beyanda bulunduğu ve imzaladığı, dolayısıyla kendisinde bulunan yüksek tansiyon ve kalp hastalığını sigorta şirketine beyan etmediği bu yükümlülüğünü yerine getirmediği, ...'ın vefat sebebinin de bu hastalıklar nedeniyle olduğu dolayısıyla beyan etmediği hastalıkları ile ölüm arasında illiyet bağının bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
27.01.2014 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun'un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK'nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak
uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun'un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Ancak somut olayda; 27.01.2014 dava tarihinde 28.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un ilgili maddeleri yürürlükte değildir. Taraflar arasında sigorta sözleşmesi vardır, sigorta sözleşmeleri de TTK’da düzenlenmiş olup mutlak ticari dava söz konusudur. Davacılar murisinin davalı Banka’dan kredi kullanması bu davanın konusu değildir.
O halde dava tarihi itibari ile yürürlükte olmayan kanunun uygulanmayacağı, davanın mutlak ticari dava olması gözetildiğinde somut olayda davanın görülmesinde ticaret mahkemeleri görevlidir. Bu nedenle 27.01.2014 tarihinde davacıların açtığı sigorta sözleşmesinden doğan tazminat davasında Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevli olması ve Manisa’da müstakil ticaret mahkemesi bulunmaması nedeniyle davaya ticaret mahkemesi sıfatıyla bakılarak yargılama giderleri ve harçların da buna göre belirlenmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına 27/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön