17. Hukuk Dairesi 2016/16844 E. , 2019/6770 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün temyizen tetkiki davacılar vekili ile davalılar vekilleri tarafından talep edilmiş, davalılar vekillerince de duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 21.05.2019 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalılar ... ve ... vekili Av. ... ve davalı .... vekilleri Av. ...,... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar vekilleri dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalıların işleteni, sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların eşi/babası/oğlu Tunay'ın idaresindeki araca çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacı eş ve annenin ölenin desteğinden yoksun kaldığını, cenaze gideri yapmak zorunda kaldıklarını belirterek belirsiz alacak davası olarak açtıkları davada şimdilik 3.000,00 TL. maddi ve 43.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen tahsilini talep etmiş; 14.03.2016 tarihli artırım dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 133.628,92 TL'ye yükseltmiştir.
Davalılar vekilleri, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için
103.664,92 TL. destekten yoksun kalma ve 2.100,00 TL. cenaze giderinden oluşan maddi tazminatın, davacı ... için 27.864,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının davalı ... şirketi yönünden dava ve diğer davalılar yönünden kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte müteselsilen tahsiline; davacı ... için 10.000,00 TL, Nafiye için 7.000,00 TL. ve diğer davacılar için 3.000,00'er TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ... ve Mustafa'dan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili, davalı .... vekili, davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacılar vekilinin, davacılar ..., ... ve ... aleyhine reddedilen manevi tazminatlara ilişkin temyiz talebi yönünden; 6100 sayılı HMK'nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK'nun 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL'ye çıkarılmıştır.
İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar ..., ... ve ... aleyhine reddedilen manevi tazminatların 2.000,00'er TL. olduğu görülmektedir. Bu yöne ilişkin karar, anılan tarihten sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün 3/4 sayılı YİBK uyarınca Yargıtay'ca da karar verilebileceğinden, davacılar vekilinin, temyiz isteminin bu yönden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına; aşağıdaki bentte (3 nolu) yer alan yönler dışında, davacıların maddi tazminat alacağının, konusunda uzman bilirkişi tarafından, Dairemiz'in yerleşik uygulamalarındaki prensiplere uygun biçimde hesaplandığı raporun hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalı .... vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresi, bakiye yaşam süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma devresini oluşturduğu; destekten yoksun kalma nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği Dairemiz'in yerleşmiş içtihatlarındandır.
Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
Mahkeme tarafından hükme esas alınan 01.03.2016 tarihli hesap bilirkişi raporunda; desteğin pasif devredeki gelirinin, aktif devrede elde ettiği asgari ücretin % 75 emeklilik aylığı bağlama oranına tekabül eden kısmı olarak kabulü suretiyle pasif devre hesabının yapıldığı görülmektedir. Pasif devreye ilişkin gelirin, AGİ dahil edilmemiş asgari ücret olarak esas alınması gerektiğini gözetmeyen rapor bu yönden hatalıdır.
Diğer yandan; davalı trafik sigortacısı tarafından, davacı ...'e davadan önce (05.02.2015'te) 4.563,00 TL. ödendiği bildirilmiş olmasına rağmen, anılan bu ödemenin dava konusu destekten yoksun kalma zararına ilişkin olup olmadığı araştırılmadan karar verildiği; yine, davalılar ... ve ... tarafından davacı ...'e ödendiği tarafların kabulünde olan 8.000,00 TL'lik bedelin neye ilişkin olduğu netleştirilmeden ve anılan ödemelerin destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin olması halinde güncellenmiş bedelleri tazminattan düşülmeden hesaplama yapan rapora göre karar verildiği görülmektedir. Eksik inceleme ile karar verilemez.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; davalı sigortacı tarafından ödenen 4.563,00 TL. ile diğer davalılar tarafından ödenen 8.000,00 TL'nin hangi zarara ilişkin olduğu konusunda gerekli araştırma yapıldıktan sonra; ödenen bedellerin (dava konusu zarara ilişkin olması halinde) güncellenmiş bedellerinin tazminattan düşülmesi; desteğin pasif devresi
için AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması hususunda, rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor rapor alınıp oluşacak sonuca göre (kazanılmış haklar gözetilerek) karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
4-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu davacı ...'in eşi ve Nafiye'nin oğlu olan Tunay'ın ölümünden duyulan üzüntü nedeniyle, ölenin eşi için 15.000,00 TL. ve annesi için 13.000,00 TL. manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK'nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların eşi/ oğlu olan yakınlarının ölümü nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, adı geçen davacıların ölene olan yakınlıkları nedeniyle duyacakları elemin derinliği, davacıların yakını Tunay'ın kazanın oluşumunda tali ve davalı sürücünün asli kusurlu olduğu gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davacılar Zeynep ve Nafiye için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, bir miktar düşük manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz isteminin, mahkeme hükmünün belirtilen yönlerden kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı .... vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine; hükmün, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... ile davalı .... yararına; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar ... ve ... yararına BOZULMASINA ve 2.037,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davalılara verilmesine, 2.037,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacılara verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar ...., ... ve ...'e geri verilmesine, 27/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2016/16844 E. , 2019/6770 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat