17. Hukuk Dairesi 2016/9353 E. , 2019/2556 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2016/9353 E. , 2019/2556 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, davalı borçlu ... Kominikasyon Taah. Tel. Bil. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti ve ...'ın kredi borçlarından kaynaklı bonoya dayalı olarak icra takibi yapıldığını, adına kayıtlı gayrımenkulleri muvazaalı olarak davalı 3. kişilere devredildiğinin öğrenildiğini beyan ederek tasarrufların iptali ile icra dosyasından cebri icra yetkisi verilmesi talep edilmiştir.
Davalı ... vekili, ... vekili ve asil ... cevap dilekçeleri ile davanın reddini talep etmişler diğer davalılara dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı ... ile sulh sözleşmesi yapılması sebebi ile onun yönünden karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden ise dava konusu gayrımenkullerin düşük bedel ile satılmalarının muvazaayı ispatlamayacağı gerekçesi ile davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava, İİK'ın 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu tür davalar, elinde geçici (İİK.m.105) veya kat'i (İİK.m.143) aciz belgesi bulunan alacaklılar tarafından açılabilir. Bu husus davanın görülebilme koşulu olmakla birlikte aciz belgesinin dava açılmadan, dava açıldıktan sonra veya temyiz aşamasında ve hatta hükmün Yargıtay'ca onanmasından (veya bozulmasından) sonra bile sunulma olanağı vardır.
Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 02.03.2005 gün, 2005/15-100-119 sayılı kararına göre, borçlu hakkında aciz vesikası alınmamakla birlikte, borçlu kayıp ve adresi saptanamıyorsa, saptanan ve bilinen adreslerinde de icraca, borçlunun haczi kabil malının bulunmadığı tespit edilmiş ise, bu takdirde aciz hali gerçekleşmiş sayılır.
Somut olayda ... 3. İcra Müdürlüğü'nün 2012/ 5796 sayılı dosya üzerinden başlatılan ve kesinleşen takipte 29.11.2012 de davalı borçlu ... Kominikasyon Taah. Tel. Bil. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti'nin bilinen iş yeri adresine hacze gidildiği, şirketin adresten taşınmış olması sebebi ile haciz işlemi yapılamadığının tutanak altına alındığı, söz konusu haciz tutanağının İİK'nun 105.madde kapsamında aciz belgesi niteliğinde olduğu ancak davalı borçlu ... yönünden icra dosyasından bilinen adresine/adreslerine hacze gidilmediği, ... yönünden dosyaya aciz vesikası veya İİK 105 kapsamında haciz tutanağının dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır.
Davalı ... yönünden mahkemece aciz vesikası yokluğundan davanın reddine, davacı aleyhine, davalılar lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de mahkemece, keşif yapılarak taşınmazların tasarruf tarihindeki değerleri bilirkişi marifetiyle belirlenmeden ve davalı borçlu ...'dan davalı ...'e ve davalı ...'a devredilen gayrımenkullerin kayıtlarında yer alan ipotek bedelleri ile satın alındığı hususuna dikkat edilmeksizin gayrımenkullerin satım değerinin düşük olduğunun belirtilmesi de doğru görülmemiştir.
2-Davalı ...'ın dava dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde davalı borçlu ...'nın kızının görümcesi olduğu, dava konusu satım tarihinden önce gayrımenkulün ilk sahibinin ... olduğu, ... tarafından davalı ...'ya satım yapıldığı, sonrasında da davalı borçlu ... tarafından davalı ...'ye satım yapıldığının, aralarında hem sıhri akrabalık ilişkisi bulunması hemde aynı gayrımenkul ile ilgili güvene dayalı alım satım işlemi yapılması sebebi ile İİK 280 madde hükmüne göre davalı ...'nin davalı borçlunun durumunu bilen ve bilmesi gereken kişilerden olduğu hususu değerlendirilmeksizin davalı ... yönünden de yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasıda doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 06/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön