17. Hukuk Dairesi 2019/599 E. , 2020/5937 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2019/599 E. , 2020/5937 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki maddi ve manevi tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacılar vekili, 10.07.2012 tarihinde davalı tarafa ait araç sürücüsünün kusuru ile gerçekleşen kazada davacıların desteğinin öldüğünü açıklayıp 100.000,00'er TL manevi tazminat ile ıslah ile artırılan toplam 40.855,40 TL maddi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece toplanan delillere göre davanın kısmen kabulü ile davacı anne ... için hesaplanan 20.057,28 TL'den kusuru indirimi yapılmaksızın tamamından davalı ... sorumlu olmak üzere, davalılar ... ve ... ise desteğin kusuru oranında indirim yapıldıktan sonra 12.050,15 TL'sinden sorumlu olmak üzere, davacı baba ... için hesaplanan 20.798,12 TL'den kusuru indirimi yapılmaksızın tamamından davalı ..., davalılar ... ve ... ise desteğin kusuru oranında indirim yapıldıktan sonra 13.069,40 TL'sinden sorumlu olmak üzere davalılar ... ve ... Belediye Başkanlığından tahsiline, manevi tazminat
talebi yönünden 5.000,00'er TL manevi tazminatın davalılar ... ve ...'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hükmün, davacılar vekili, davalı ... vekili ve davalı ... Sigorta A.Ş. Vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 09/02/2017 gün ve 2014/17754 Esas 2017/1265 karar sayılı ilamı ile 'davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatların az olduğu, çalışmayan davacı anne için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından yetiştirme gideri indirimi yapılmadan karar verilmesi gerektiği, davalı ... sigortalısının kusuru oranında sorumlu olmasına göre hesaplanan tazminatın tamamından sorumlu tutulmasının doğru olmadığı' gerekçeleriyle karar bozulmuş; yine davalı ... vekilince kararın düzeltilmesi talep edilmişse de Dairemizin 30/11/2017 gün ve 2017/2900 Esas 2017/11209 karar sayılı ilamı ile karar düzeltme isteğinin reddine karar verilmiş ve mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
Bozma sonrası yapılan yargılama sonrasında mahkemece maddi tazminata ilişkin talebin kısmen kabulü ile davacı anne ... için hesaplanan 14.452,00 TL'nin davalılar sigorta şirketi, ... ve ... sorumlu olmak üzere, davacı baba ... için hesaplanan 13.069,40 TL'nin davalılar sigorta şirketi, ... ve ... sorumlu olmak üzere ... ve ... Belediye Başkanlığından 10/07/2012 tarihinden itibaren, davalı ... şirketinden 19/09/2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile ... için 7.000,00 TL, ... için 7.000,00 TL manevi tazminatın 10/07/2012 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ...'ndan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ait istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece her ne kadar bozma ilamımıza uyulmuşsa da manevi tazminat yönünden bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve tarafların kusur durumu da gözönünde tutularak, 6098 sayılı B.K.’nun 56.
maddesindeki (818 sayılı BK'nun 47. Maddesi) özel haller dikkate alınarak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K'nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nesafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Belirtilen hususlar, olay tarihi, 15 yaşında vefat eden davacıların oğlu müteveffanın tali kusurlu oluşu da dikkate alındığında davacılar için takdir olunan manevi tazminatın çok az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2- Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak; her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarlarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacılar lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmekte iken yazılı şekilde tek vekalet ücretine hükmedilmesi isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 21.10.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön