17. Hukuk Dairesi 2019/6419 E. , 2020/8749 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalıya ait zirai traktörün davacı şirket nezdinde trafik sigortalı olduğunu, davalı aracının yaptığı kazada ölen ... Yalçınkaya'nın hak sahiplerine 5.775,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatını 04.01.2012 tarihinde ödediklerini, sigortalı traktörün ruhsatına aykırı biçimde yolcu taşıdığını ve bu nedenle de davalıya rücu haklarının bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.775,00 TL'nin ödeme tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının rücu hakkının doğması için kasta varan ağır kusurlu hareketin bulunması gerektiğini, kazada ölen çocuğun ısrarı üzerine araca yolcu olarak alınmasında davalının kastı ya da ağır kusuru olamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 5.775,00 TL'nin 04.01.2012 tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline dair verilen hükmün, davalı vekili tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 09.10.2017 tarih, 2015/2916 Esas ve 2017/8709 Karar sayılı ilamı ile; 'davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yerinde olmadığı; ancak, davacının ödediği tazminat miktarının denetlenmesi için rapor alınıp karar verilmesi gerektiği halde, rapor alınmadan ödenen miktara hükmedilmesinin hatalı olduğu; kaza tespit tutanağında, kazada ölen ... için de römorktaki yük üzerinde yolculuk yapma nedeniyle kusur tayin edildiği dikkate alınarak, ölenin müterafik kusurunun değerlendirilmesi ve müterafik kusurun varlığının kabulü halinde tazminattan indirim yapılması gerektiği' gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; ATK raporu ile davalının kazada % 25 ve ölenin % 75 kusurlu olduğunun saptandığı; davacı tarafından tazminat ödemesinin % 25 kusur oranı üzerinden yapıldığı ve davalı da kazada % 25 oranında kusurlu olduğundan, davacının davalıya rücu edebileceği miktar bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, zarar gören 3.kişiye ... poliçesi gereği ödeme yapan davacı sigortacının ödediği bedelin, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 95. maddesi, taraflar arasındaki poliçe ve ... Genel Şartları gereği davalı sigortalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dairemizce, rücu şartlarının bulunmadığına ilişkin davalı temyiz itirazları reddedilerek, sadece hesap raporu alınmayışı ve ölenin müterafik kusurunun hükümde tartışılmamış olması nedeniyle mahkemenin ilk kararı bozulmuştur. Bozmaya uyan mahkemece alınıp hükme esas kabul edilen 24.04.2019 tarihli aktüer raporu incelendiğinde ise; davacının ödeme yaptığı 3.kişilerin talep edebileceği tazminatların hesaplanmadığı; sadece, davacının ödemesine dayanak olan (kendi aldığı) aktüer raporunda yapılan hesaplama hatalarına işaret edilip eleştiri getirilmekle yetinildiği görülmektedir. Anılan rapor, bozma gereklerini karşılamadığı ve hiçbir hesaplama içermediği için, hükme esas almaya elverişli değildir. Yetersiz rapora göre hüküm tesisi ise, eksik inceleme niteliğindedir.
Bu durum karşısında mahkemece; davacının sigortalısı olan davalıya rücu hakkı bulunduğu hususunun önceki bozma ilamımızla kesinleştiği dikkate alınmak suretiyle; Dairemizin yerleşik uygulaması gereği, davaya konu tek taraflı kazanın oluşumunda değil zararın doğmasında müterafik kusurlu olan ve kazada ölen ... için müterafik kusur oranı % 20 olmakla birlikte, davacının ödeme yaparken ölenin ortak kusurunu % 75 olarak esas aldığı da gözetilerek % 25 kusur oranı üzerinden ve davacının ödeme yaptığı tarihteki verilere göre 3.kişilerin hak edeceği tazminatların hesaplanması için, konusunda uzman başka bir aktüerya bilirkişisinden rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hesap içermeyen, yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 21/12/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
17. Hukuk Dairesi 2019/6419 E. , 2020/8749 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 133 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 90 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 37 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 39 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 80 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat