17. Hukuk Dairesi 2020/1144 E. , 2020/5542 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

17. Hukuk Dairesi 2020/1144 E. , 2020/5542 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içerisinde davacılar vekili ile temyiz dilekçesinin reddine dair verilen ek kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili; davalıların sürücüsü ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacıların sürücü olan murisinin araca çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazası neticesinde sürücü ... ’ın vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için 1.000,00'er TL maddi tazminatın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile kaza konusu manevi zarara uğrayan müvekkillerinden ... için 80.000,00 TL, her bir çocuk için ayrı ayrı 40.000,00 TL'den olmak üzere 200.000,00 TL manevi tazminatın davalı ...'dan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini ... için 75.916,79 TL, ... için 13.077,69 TL, ... için 17.594,63 TL, ... için 18.949,70 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili; kazaya karışan aracın müvekkili nezdinde trafik sigortasının olduğunu, sorumluluğun sigortalının kusuru oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçe limiti ve kusura göre ödeme yapıldığını, davacıların hak sahibi olup olmadığının araştırılmasını ve davacıların murisinin tereddüte yer vermeyecek şekilde gelirinin tespit edilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; görev itirazında bulunarak müteveffanın kask takmadığını, bu durumunda kusur
durumunu etkileyeceğini, manevi tazminat miktarının ise fazla olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat yönünden davanın kabulü ile davacı ... için 75.916,79 TL, davacı ... için 13.077,69 TL, davacı ... için 17.594,63 TL, davacı ... için 18.949,70 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline (sigorta şirketinden poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olmak kaydıyla), manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 4.000,00 TL, davacı ... için 1.500,00 TL, davacı ... için 2.000,00 TL, davacı ... için 2.500,00 TL manevi tazminatın davalı ...'dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Hükmün davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine mahkemece,01.12.2016 tarihli ek karar ile davalı vekiline çıkartılan eksik harcın tamamlanmasına ilişkin muhtırada verilen kesin süre içinde eksik nispi harcın yatırılmadığı gerekçesi ile kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmiş, ek karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemenin, hükmü temyiz eden davalı ... vekilinin temyizi yönünden vermiş olduğu 'temyiz edilmemiş sayılmasına' ilişkin 01.12.2016 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun olup, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle ek kararın onanması gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK.'nın md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1966 günlü ve 7/7 sayılı
İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, mahkemece davacılar için takdir olunan manevi tazminat miktarlarının az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile 01.12.2016 tarihli ek kararın ONANMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 10,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ...'dan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 13/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2020 Yılı Kararları” sayfasına dön