18. Hukuk Dairesi 2016/4605 E. , 2016/7598 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

18. Hukuk Dairesi 2016/4605 E. , 2016/7598 K.


'İçtihat Metni'


MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Dava dilekçesinde, kayyım tayini istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Y A R G I T A Y K A R A R I

Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde;.... sayılı taşınmazda hissedar olan '....'nun sağ olup olmadığı, ölü ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı bilinmediğinden bu kişinin hissesini idare etmek üzere... kayyım atanmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; .... sayılı taşınmazda '...'nun 01.02.1937 tarihli tapulama tutanağına göre hissedar olduğu, taşınmazın tapu kaydında ayrıca 'Kudsi ve Sultan Mahmut Vakfı' şerhinin bulunduğu, adı geçen vakfın niteliğinin ise icareteynli olduğunun bildirildiği, mahkemece tapu kaydındaki şerh ve Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi esas alınarak taşınmazın malikinin vakıf olacağı gerekçesiyle kayyım talebinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanunun 2/1. maddesinde; “4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 427. maddesine göre, bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır. Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması hâlinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.” hükümleri mevcuttur.
5737 sayılı Vakıflar Kanununun 17.maddesinde; 'Tasarruf edenlerin veya maliklerin mirasçı bırakmadan ölmeleri, terk veya mubadil gibi durumlara düşmeleri halinde icareteynli ve mukataalı taşınmaz malların mülkiyeti vakıf adına tescil edilir' hükmü yer almaktadır.
...

Somut olayda yapılan araştırma sonucunda taşınmazda hissedar olan '...'nun açık kimliği, nerede olduğu, sağ mı ölü mü olduğu, ölü ise mirasçılarının bulunup bulunmadığı belli değildir. Diğer taraftan Vakıflar Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca taşınmazın vakıf adına geçmesi için mahkeme kararı gerekir. Dosyada bu yönde alınmış bir mahkeme kararı da bulunmamaktadır. Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında 3561 sayılı Kanunun uygulanması şartları oluştuğundan davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yerinde bulunmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.








Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2016 Yılı Kararları” sayfasına dön