19. Hukuk Dairesi 2017/4303 E. , 2018/6291 K.
'İçtihat Metni'
19. HUKUK DAİRESİ
YARGITAY KARARI
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, davacı banka ile davalı ... arasında akdedilen genel kredi sözleşmesi gereğince diğer davalıların kefaleti ile kredi kullandırıldığını,davalılar tarafından kullanılan krediye ilişkin borcun ödenmediğini, hesabın kat edilerek ihtarname keşide edildiğini, alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalılar tarafından haksız olarak itirazda bulunulduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre,taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesinde asıl borçlusunun davalı ... olduğu,davacı bankaya olan kredi borcunu ödemediği, hakkında yapılan takibe itirazının haksız olduğu,diğer davalıların kredi sözleşmesinde kefil olarak imzalarının bulunduğu, kefalet miktarının belirtilmediği, TBK'nın 583. maddesi gereği kefaletlerinin geçerli olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalı ... yönünden davanın kabulüne, diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
(1)Davalı ...’a mahkeme kararı 21/01/2016 tarihinde tebliğ edilmiş, adı geçen davalı asil mahkeme kararını 26/01/2016 tarihinde eksik nispi harç yatırarak temyiz etmiştir. Mahkemece 1.059,00 TL eksik harcın tamamlatılması için çıkartılan muhtıra adı geçen davalıya 29/02/2017 tarihinde tebliğ edilmiş ise de dava dosyası içinde davalı ...’ın muhtıra konusu temyiz harçlarını ikmal ettiğine dair bir belgeye rastlanmamıştır. Davalı ...’ın muhtıraya rağmen süresi içinde temyiz harçlarını yatırmadığı anlaşıldığından adı geçen davalının temyiz isteminin bu sebeple reddi gerekmiştir.
(2) Davacı vekilinin temyizine gelince; Dava, 04/07/2008 tarihli genel kredi sözleşmesine istinaden kullanılan kredinin tahsili için asıl borçlu ve kefillere yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davalı kefiller yönünden TBK'nın 583. maddesi uygulanarak kefillerin kefaleti geçersiz kabul edilmiş ise de takip dayanağı genel kredi sözleşmesi 04/07/2008 tarihli olup, bu tarihte 818 sayılı B.K hükümleri yürürlüktedir.
Bilindiği üzere 6101 sayılı TBK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 1.maddesine göre TBK'nın yürürlüğe girdiği tarihten önceki fiil ve işlemlere, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına, bu fiil ve işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmişse kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Kefalet sözleşmesi 818 sayılı BK yürürlükte iken kurulduğundan 6098 sayılı TBK'nın 583.maddesindeki düzenlemeden dolayı geçersiz kabul edilemez. 6101 sayılı TBK'nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanun'un 7.maddesinde 6098 sayılı TBK'nın derdest davalara uygulanması ile ilgili düzenleme yapılmışsa da bu hüküm 818 sayılı BK'ya uygun olarak kurulan kefaletin kamu düzenine aykırı olduğu sonucunu doğurmayacağından somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Açıklanan bu hükümler çerçevesinde somut olayda dava ve icra takip konusu genel kredi sözleşmesi çerçevesinde kredi 01.07.2012 tarihinden önce kullandırılmış olduğundan o tarihte yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olacaktır. Takip dayanağı 04/07/2008 tarihli genel kredi sözleşmesinde kredi limiti 62.000 TL olarak belirtilmiştir. 818 sayılı BK'nın 484. maddesi hükmü uyarınca kefalet miktarı bu sözleşmede açıkça yazılı değil ise de Yargıtay'ın 12.04.1944 tarihli ve 14/13 sayılı içtihadı birleştirme kararı gözetildiğinde genel kredi sözleşmesinin ilk sayfasında sözkonusu kredi limiti yazılı olduğu, bu şekilde borç miktarı belli olduğuna göre davalı kefillerin anılan sözleşmedeki kefaletinin geçersiz olduğu kabul edilemez. Açıklanan bu hususlar gözetilmeksizin mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucunda yazılı şekilde davalı kefiller yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda belirtilen (1) nolu bent uyarınca davalı ...’ın temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bent uyarınca hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacı vekili ve davalı ...'a iadesine, 04/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
19. Hukuk Dairesi 2017/4303 E. , 2018/6291 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat