20. Hukuk Dairesi 2017/6967 E. , 2019/7562 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

20. Hukuk Dairesi 2017/6967 E. , 2019/7562 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi vekili dava dilekçesinde; ... ili, Merkez ilçe, ... ve ... köyleri sınırları içerisinde kalan 901 parsel sayılı 101.360,88 m2 yüzölçümlü taşınmazın ham toprak vasfıyla Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazın 1973 yılında kesinleşen orman kadastro çalışmaları sırasında orman sınırları dışarısında bırakıldığını ancak arazi üzerinde fiili olarak bulunan karaçam ağaçları nedeniyle orman vasfını kazandığını, Milli Emlak Müdürlüğüne bu gerekçelerle yapılan başvurularının taşınmazın ... ve ... İl Müdürlüğüne tahsis edildiği gerekçesiyle uygun görülmediğini ileri sürerek, taşınmazın tamamının eylemli orman vasfında bulunduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu yerin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; dava konusu ... köyü 901 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, karar davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dairemizin 2014/1269 E.- 2014/5297 K. sayılı kararı ile iade kararı verildiği , iade kararı sonrasında kararın, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/11/2014 tarih ve 2014/6657 E.- 2014/9206 K. sayılı ilamı ile; 'İncelenen dosya kapsamına göre, dava konusu taşınmaz, 1969 yılında seri bazda yapılan orman kadastrosunda, 398 ilâ 401 orman sınır noktaları ile orman sınırları dışında bırakılmış, 2003 yılında ise idari yoldan Hazine adına tapu kaydı oluşturulmuştur. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın, öncesi itibarıyla orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve üzerindeki orman ağaçlarının 15-20 yaşlı olup, 1969 yılında orman kadastrosu yapılırken taşınmaz üzerinde bulunmadıkları, sonradan çevreden sıçradıkları ve yetiştikleri, taşınmazın büyük bir bölümünün bu yolla eylemli ormana dönüştüğü, bir bölümünün ise eylemli orman olmayıp üzerinde kamuya ait sosyal ... tesislerinin bulunduğu belirlenmiştir.
Hazine adına idari yoldan ham toprak vasfı ile tapuya bağlanmış bir taşınmazın doğal yollarla ve kendiliğinden eylemli ormana dönüşmesi halinde, taşınmaz vasfının kamu malı orman olması kaçınılmazdır. Mahkemece bu kural dikkate alınarak hüküm kurulmuş olması doğru olmakla birlikte, öncesi itibariyle orman olmayan taşınmazın bir bölümünün üzerinde halen bir kamu kuruluşuna ait ... tesisleri bulunduğu ve eylemli orman da olmadığı
belirlenmiş olmasına göre, bu bölüme ilişkin davanın reddine, kalan ve eylemli orman haline gelen bölüm açısından ise tapunun iptali ve orman niteliği ile ayrı parsel numarası altında Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, orman olmayan bölümünün de tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş olması doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir.' gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Davacı ... Yönetimi vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, istem Dairemizin 2015/14999 E.- 2016/474 K. sayılı kararı ile reddedilmiştir.
Mahkemece bozma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılama sırasında fen bilirkişinden alınan rapor ile dava konusu taşınmaz üzerinde yapıların bulunduğu alanın 16.185,20 m2 geriye kalan kısmın ise 85.174,74 m2 olduğu belirlenerek, yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine, ... ili, Merkez ilçesi ... köyü 901 parselin fen bilirkişilerinin 01/08/2016 tarihli rapor ve ekli krokilerinde gösterilen 85.174,74 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek sureti ile Hazine adına tesciline, 16.185,20 m2'lik alanın tapu kaydının ... üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, karar davacı ... Yöntemi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmaz, 1969 yılında seri bazda yapılan orman kadastrosunda, 398 ilâ 401 orman sınır noktaları ile orman sınırları dışında bırakılmış, 2003 yılında ise idari yoldan Hazine adına tapu kaydı oluşturulmuştur. Yine davaya konu taşınmaz 2015 yılında yapılan 22/a yenileme çalışmalarında 101.360,88 m2 yüzölçümlü 901 parsel iken, 175 ada 1 parsel ve 101.359,94 m2 olarak ham toprak vasfı ile Hazine adına tescil edilmiştir.
Yörede 1969-1972 yılları arasında yapılan ve 12/07/1973 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmakta olup, çekişmeli taşınmaz orman tahdidi dışında bırakılmıştır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden ve 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına 17/12/2019 günü oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Davacı ... Yönetimi vekili dava dilekçesinde; ... ili, Merkez ilçe, ... ve ... köyleri sınırları içerisinde kalan 901 parsel sayılı 101.360,88 m2 yüzölçümlü taşınmazın ham toprak vasfıyla Hazine adına tapuda kayıtlı olduğunu, taşınmazın 1973 yılında kesinleşen orman kadastro çalışmaları sırasında orman sınırları dışarısında bırakıldığını ancak arazi üzerinde fiili olarak bulunan karaçam ağaçları nedeniyle orman vasfını kazandığını, Milli Emlak Müdürlüğüne bu gerekçelerle yapılan başvurularının taşınmazın ... ve ... İl Müdürlüğüne tahsis edildiği gerekçesiyle uygun görülmediğini ileri sürerek, taşınmazın
tamamının eylemli orman vasfında bulunduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali ile orman vasfıyla Hazine adına tescilini talep ve dava etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; dava konusu yerin orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne; çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, kararın davalı Hazine vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 06/11/2014 tarih ve 2014/6657 E.- 2014/9206 K. sayılı ilamı ile; 'dava konusu taşınmaz, 1969 yılında seri bazda yapılan orman kadastrosunda, 398 ilâ 401 orman sınır noktaları ile orman sınırları dışında bırakılmış, 2003 yılında ise idari yoldan Hazine adına tapu kaydı oluşturulmuştur. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın, öncesi itibarıyla orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve üzerindeki orman ağaçlarının 15-20 yaşlı olup, 1969 yılında orman kadastrosu yapılırken taşınmaz üzerinde bulunmadıkları, sonradan çevreden sıçradıkları ve yetiştikleri, taşınmazın büyük bir bölümünün bu yolla eylemli ormana dönüştüğü, bir bölümünün ise eylemli orman olmayıp üzerinde kamuya ait sosyal ... tesislerinin bulunduğu belirlenmiştir. Hazine adına idari yoldan ham toprak vasfı ile tapuya bağlanmış bir taşınmazın doğal yollarla ve kendiliğinden eylemli ormana dönüşmesi halinde, taşınmaz vasfının kamu malı orman olması kaçınılmazdır. Mahkemece bu kural dikkate alınarak hüküm kurulmuş olması doğru olmakla birlikte, öncesi itibariyle orman olmayan taşınmazın bir bölümünün üzerinde halen bir kamu kuruluşuna ait ... tesisleri bulunduğu ve eylemli orman da olmadığıbelirlenmiş olmasına göre, bu bölüme ilişkin davanın reddine, kalan ve eylemli orman haline gelen bölüm açısından ise tapunun iptali ve orman niteliği ile ayrı parsel numarası altında Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, orman olmayan bölümünün de tapusunun iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş olması doğru görülmemiş olup bozmayı gerektirmiştir.' gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ve kısmen reddine, ... ili, Merkez ilçesi ... köyü 901 parselin fen bilirkişilerinin 01/08/2016 tarihli rapor ve ekli krokilerinde gösterilen 85.174,74 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile orman vasfı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek sureti ile Hazine adına tesciline, 16.185,20 m2'lik alanın tapu kaydının ... üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, karar davacı ... Yöntemi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, eylemli orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmaz, 1969 yılında seri bazda yapılan orman kadastrosunda, 398 ilâ 401 orman sınır noktaları ile orman sınırları dışında bırakılmış, 2003 yılında ise idari yoldan Hazine adına tapu kaydı oluşturulmuştur. Yine davaya konu taşınmaz 2015 yılında yapılan 22/a yenileme çalışmalarında 101.360,88 m2 yüzölçümlü 901 parsel iken, 175 ada 1 parsel ve 101.359,94 m2 olarak ham toprak vasfı ile Hazine adına tescil edilmiştir. Yörede 1969-1972 yılları arasında yapılan ve 12/07/1973 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmakta olup, çekişmeli taşınmaz orman tahdidi dışında bırakılmıştır.
Çekişmeli taşınmaz ormana sınır olup tamamının 1969 tarihinde seri bazda yapılıp kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın, öncesi itibarıyla orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve üzerindeki orman ağaçlarının 15-20 yaşlı olup, 1969 yılında orman kadastrosu yapılırken taşınmaz üzerinde bulunmadıkları, sonradan çevreden sıçradıkları ve yetiştikleri, taşınmazın büyük bir bölümünün bu yolla eylemli ormana dönüştüğü dosya kapsamına göre sabittir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2006/20-619 E.- 2006/665 K. sayılı kararında “... Orman kadastrosunun kesinleştiği hallerde bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve hukuki niteliği, orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanması suretiyle belirlenir...” denilmektedir. Dairemizin de bu konuda yerleşik içtihatları mevcuttur. Ayrıca 26.04.2012 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6292 sayılı Kanuin ile değişik 6831 sayılı Kanunun 12. maddesinde (Ek fıkra: 19/4/2012 - 6292/13 md.) “Orman kadastrosu yapılıp kesinleşen yerlerde, Orman Yönetimince başka bir
değerlendirme yapılmaksızın kesinleşen orman kadastrosuna göre işlem yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Yukarıda açıklanan yasal nedenler ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yasal değişiklikleri yansıtan kararları ışığında tahdit hangi kanuna göre yapılmış olursa olsun Orman Yönetimince başka bir değerlendirme yapılmaksızın kesinleşen orman kadastrosuna göre işlem yapılması gerekmekle öncesi itibariyle de orman olmayan bir taşınmaz hakkında “eylemli orman “iddiasına dayanılarak açılan dava dinlenemeyecek olup davanın reddine karar verilmesi gerektiği kanaatindeyim. Mahkeme kararının bu gerekçe ile bozulması gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun onama gerekçesine katılmıyorum.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön