20. Hukuk Dairesi 2017/557 E. , 2019/5439 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili 01.08.2013 harç ve havale tarihli dava dilekçesinde,....... köyü/mahallesinde bulunan 2516 ada 7 parsel sayılı tarla niteliğinde 383.20 m² yüzölçümündeki taşınmazın müvekkili adına tapuda kayıtlı iken, Orman Yönetiminin açtığı, ....... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.07.2009 tarih ve 2009/67 E. - 2009/309 K. sayılı tapu iptali ve tescil davası sonunda tapu kaydının iptal edilerek orman vasfıyla Hazine adına tescil edildiğini ve hükmün 23.02.2010 tarihinde kesinleştiğini, hiç bir bedel ödenmediğini, böylece mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00.-TL'nin tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği tarihten iş bu kararın kesinleşeceği tarihe kadar, kesinleştikten sonrada kamu alacaklarına uygulanacak en yüksek faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkillerine verilmesini istemiştir.
Davacı vekili, keşif ve raporlardan sonra mahkemeye sunduğu 27.03.2014 tarihli dilekçesinde; davasını, 24.908,00.-TL üzerinden, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 03/11/2010 gün ve 2010/10-550 E. - 2010/562 K. sayılı ilâmını gerekçe göstererek ıslah harcı yatırmadan ıslah etmiş ve tapu kayıtlarının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleştiği 23.02.2010 tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı Hazineden tahsiline ve müvekkillerine verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Hazine vekili, dava zamanaşımı def'i ve husumet itirazları bulunduğunu ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davacının davasının kabulü ile 24.908,00 -TL'nin, iptal kararının kesinleştiği tarih olan 23.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak ile davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından esasa ilişkin olarak temyizi üzerine Dairenin 10.05.2016 gün ve 2015/2693 – 2016/5274 E.K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma ilamında özetle; Mahkemece, ıslah harcı tamamlatılıp, ıslah dilekçesi taraflara usûlüne uygun tebliğ edildikten sonra işin esasına girilip karar verilmesi gerekirken, harcı yatırılmayan ıslah beyanına değer verilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.' hususlarına değinilmiştir.
Bozma sonrası davacı tarafça ıslah harcı yatırılmış, mahkemece yapılan yargılama sonucu: davacının davasının kabulü ile 24.908,00 -TL'nin iptal kararının kesinleştiği tarih olan 23.02.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kayıtlarının hükmen iptali nedeniyle, 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1007. maddesine göre açılan tazminat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından 1976 yılında yapılan tapulama çalışmasında ....... köyü 619 parselin 5760 m2 yüzölçümü ve tarla niteliğiyle tapu kayıtları uygulanarak 3. kişi adına tespit ve tescil edildiği, 11/01/1988 tarihinde davacı ...'ın satış yoluyla taşınmazın 1/2 hissesini edindiği, imar uygulaması sonucu taşınmazın 383,20 m2 yüzölçümüyle 2516 ada 4 parsel olarak 01/07/1996 tarihinde 1381/2400 hissesi Hazine adına, 1019/2400 hissesinin ise davacı adına tescil edildiği, Orman Yönetimi tarafından taşınmaz malikleri olan Hazine ve...... aleyhine açılan dava sonucu, Samsun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/67-2009/309 E.K. sayılı ilamıyla taşınmazın yörede 2002 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığından tapusunun iptal edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verildiği ve hükmün temyiz ve onama ilamı sonrası 23/02/2010 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 01.08.2013 tarihinde davacı ... tarafından açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkemece davacının adına kayıtlı bulunan taşınmazın tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde eldeki davayı açmasında ve arsa niteliğindeki taşınmaza emsal kıyaslama metodu kullanılmak suretiyle, tapu iptal kararlarının kesinleştiği tarih esas alınarak değer biçilmesinde ve taşınmazın gerçek bedelinin TMK'nın 1007. maddesi gereğince belirlenerek, davacının oluşan zararından dolayı TMK’nın 1007. maddesi uyarınca Hazinenin tazminat ödemekle sorumlu tutulması gerektiğinin kabulünde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirlenen değer 383,20 m2 olan 2516 ada 7 parselin tamamının değeri olup, davacı taşınmaza 1019/2400 hisse ile maliktir. Taşınmazın kalan hissesi Hazine adına kayıtlı bulunduğuna göre, davacının gerçek zararı kendi hissesinin karşılığı olan miktarla sınırlıdır. Bu miktarı geçen kısım yönünden davanın reddi gerekir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin, taşınmazın tamamı için belirlenen değer miktarınca davalı Hazine aleyhine sonuç doğuracak şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 02/10/2019 günü oy birliği ile karar verildi.
20. Hukuk Dairesi 2017/557 E. , 2019/5439 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 4 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat