20. Hukuk Dairesi 2017/72 E. , 2019/5197 K. '

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

20. Hukuk Dairesi 2017/72 E. , 2019/5197 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, kadastro mahkemesine verdiği 30/09/2010 tarihli dava dilekçesinde, ... mahallesinde bulunan yaklaşık 2500 m2 yüzölçümlü 151 ada 43 sayılı parselin orman vasfını kaybetmiş olmasına rağmen 2/B kapsamında değerlendirilmediğini belirterek 2/B kapsamına alınmasını istemiş, daha sonra parsel numarası belirtmesinin maddi hatadan kaynaklandığını açıklamış, taşınmaza kadastro tutanağı düzenlenmediğinin anlaşılması nedeniyle kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilerek, dosya genel mahkemeye aktarılmış, davacı vekili mahkemedeki 13.03.2014 günlü beyanında taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, tespit harici bırakıldığını bildirerek adına tescilini, olmadığı takdirde 2/B kapsamına alınmasını istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, 07/07/2014 tarihli krokide (A) harfiyle işaretli 6046 m2 taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmekle Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.09.2015 tarih ve 2015/872-7234 E.K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Hükmüne uyulan bozma kararında özetle’’ Davacı ... 30/09/2010 tarihli dava dilekçesiyle, 151 ada 43 parsel sayılı 2500 m2 yüzölçümlü taşınmazın orman vasfını kaybetmesine karşın 2/B kapsamına alınmadığını bildirerek, 2/B kapsamına alınması istemiyle dava açmış, daha sonra 12/06/2014 tarihli keşif sırasında taşınmazın parsel numarası almadığı, kadastro sırasında tespit harici bırakıldığı, 151 ada 43 sayılı parselin güneyinde kalan bir yer olduğunun anlaşılması üzerine, davacı vekili, 13/03/2014 günlü celsedeki beyanıyla, taşınmazın tespit harici bırakıldığını, orman kadastrosu da görmediğini bildirerek, bu nedenle davacı adına tesciline, olmadığı takdirde 2/B kapsamında değerlendirilmesini istemiştir.
Dosyadaki belgelere ve uzman bilirkişi raporlarına göre; çekişmeli taşınmazın orman kadastro sınırları dışında olduğu, dolayısıyla 2/B alanı ile de ilgisinin bulunmadığı, eski ve yakın tarihli resmî belgelerde açık renkli orman sayılmayan alanda kaldığı anlaşılmaktadır. Ancak arazi kadastrosunda hangi nedenle tespit harici bırakıldığı araştırılmamış, komşu parseller yönünden hiç bir inceleme yapılmamış ve taşınmazın sulh ceza mahkemesinin 2010/79 sayılı dosyasında davaya konu olduğu bildirildiği halde, bu dava araştırılmadan ortada bir tescil davası varmış gibi davacı adına tescile karar verilmiştir.
Öncelikle, hâkim tarafların talep sonuçları ile bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m. 26/l) ve iki taraftan birinin talebi olmaksızın re'sen bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz (HMK. m. 24/l). Dava, taşınmazın 2/B kapsamına alınması iddiasıyla açılmıştır. Sonradan, davalı tarafın bulunmadığı 13/03/2014 günlü duruşmada dile getirilen tescil istemini ıslah olarak kabul etmeye de imkan yoktur, HMK 177/2. maddesindeıslahın şekli tarif edilmiş, sözlü veya yazılı olarak yapılabileceği, ancak; karşı taraf duruşmada yoksa sözlü talebin karşı tarafa bildirilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. Bu şekilde usûlüne uygun bir tescil davası ve ıslah talebi bulunmaması nedeniyle, davanın reddine karar verilmesi gerektiği halde, üstelik yetersiz araştırma inceleme sonucunda, talep aşılmak suretiyle 6046 m2 yüzölçümlü taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmesi isabetsizdir.' denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Medeni Kanunun 713. maddesine göre açılan tescil davasıdır.
Yörede, 1982 yılında 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre yapılmış orman kadastrosu ve 2. madde çalışması, 1988 yılında, itirazlar nedeniyle kesinleşmemiş yerlerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması, 02/11/1990 tarihinde ilân edilip kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacıya yükletilmesine 25/09/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön