20. Hukuk Dairesi 2016/14289 E. , 2019/5082 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine temsilcisi ve dahili davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında,....parsel sayılı 22.256,38 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak .....oğlu ... adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğu, davacı gerçek kişi ise harici satış senedi ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle muris babası .... oğlu ...'ya ait olduğu iddiası ile dava açmıştır. Orman Yönetimi 03/03/2010 havale tarihli dilekçe ile, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katılmıştır.
Mahkemece Hazinenin ve gerçek kişinin davasının reddine, Orman Yönetiminin davasının kabulü ile taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar Hazine ve gerçek kişi tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 16/01/2012 tarih, 2011/16642 E - 2012/140 K. sayılı kararı ile bozulmuştur.
hükmüne uyulan bozma kararında:'' Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece tarafların dayandığı tapu kayıtları dosyaya getirtilmediği gibi taraflarca dayanılan tapu kayıtlarının ilk tesisinden itibaren sıra izler biçimde tüm geldi ve gittileri de getirtilmemiş ve tapu kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmediği araştırılmamıştır. Keşifte davacı Hazinenin sunduğu fotokopi belge üzerinde yapılan tapu kaydı uygulaması yetersiz olduğu gibi davalı gerçek kişilerin dayandıkları tapu kaydı ise hiç uygulanmamıştır. Ayrıca keşif sırasında yerel bilirkişi usulüne uygun olarak dinlenmediği gibi davalı gerçek kişilerin mahkemeye sundukları tanıklar adına tebligat çıkartılmamış ve tanık dinlenmemiş, komşu parsel tutanak ve dayanakları denetlenmediği için, taşınmazın niteliği, intikali ve tasarrufu hususunda hiçbir bilgi edinilmeden karar verilmiştir.
Bu nedenle, mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza komşu olan parsellere ait kadastro tespit tutanakları ile eğer itirazlı iseler dava dosyaları ve tespite esas tapu kayıtları ile davacı Hazine ve davalı gerçek kişilerin dayandıkları tapu kayıtları tüm geldi ve gitti kayıtları ile birlikte getirtilerek, kadastro sırasında revizyon görüp görmedikleri araştırılmalı, revizyon görmüş iseler revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli, bu tapu kaydına dayanılarak çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilmeli, sonrasında önceki bilirkişiler dışında seçilecek bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte dayanılan tapu kayıtlarının mahalli bilirkişi eliyle mahallinde uygulanmalı, sınır denetimi yapılmalı, dayanılan tapu kayıtlarının mahalline uyup uymadığı tespit edilerek tapu kayıtları mahalline uyuyor ise, tapu kaydının kapsadığı taşınmazları gösterir fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek denetlemeye elverişli krokili rapor alınmalı, dayanılan tapu kayıtları çekişmeli taşınmaza uyuyor ise, tapu kayıt malikleri ile davalılar arasında akdi veya irsi irtibat bulunup bulunmadığı araştırıldıktan sonra, dosyada bulunan orman bilirkişi raporu ve rapora ekli memleket haritası ve hava fotoğraflarındaki konumu dikkate alınarak tapu kaydının 4785 ve 5658 sayılı Kanun kapsamında hukuki değerini yitirip yitirmediği araştırılmalı, dayanılan tapu kayıtlarının miktarı ile geçerli kapsamı tayin edilerek, miktar fazlasının sınırdaki ormandan açıldığını kabul olunması ve tapu kaydının miktarı ile geçerli sayılması gerektiği düşünülmeli, tapu kayıtları taşınmaza uymuyorsa bu kez, davalı gerçek kişiler yönünden zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak, yapılacak keşifte tarım uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; arazi başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıklardan taşınmazın öncesinin kime ait olduğu, ne durumda bulunduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından ne zamandan beri ne suretle kullanıldığı, imar ihyaya konu edilip edilmediği, imar ihya'ya konu edilmiş, ise ihyanın hangi tarihte bağladığı ve ne zaman bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, tespit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davalı kişi ve murisi yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 03.07.2005 gün 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanun ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve incelemeye dayanarak hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
Kabule göre de; davacı Hazine ayrıca çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğunu da iddia ettiğine göre, bu iddia aynı zamanda üst kavram olarak orman iddiasını da içine aldığından Hazinenin davasının da kabulü gerekirken yazılı şekilde reddine karar verilmesi de doğru görülmemiştir'' denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama neticesinde 1-Davacı ... Yönetimi ile Hazinenin davalarının sübut bulmadığından reddine, davacı ... . davasının kabulüne, dava konusu ....parsel numaralı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile taşınmazın hissesinin (48) pay olduğu kabul edilerek davacının kök muris mirasçıları adına hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm davacı Hazine temsilcisi ve dahili davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3402 sayılı Kanunun 4. maddesi gereğince yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlenerek yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince Hazineden ve 7139 sayılı Kanununun 33. maddesi uyarınca Orman Yönetiminden harç alınmasına yer olmadığına23/09/2019 gününde oy birliği ile karar verildi.
20. Hukuk Dairesi 2016/14289 E. , 2019/5082 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 54 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 77 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 65 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 80 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat