20. Hukuk Dairesi 2017/8174 E. , 2019/2635 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

20. Hukuk Dairesi 2017/8174 E. , 2019/2635 K.

'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalılar Hazine ile ... vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

2010 yılında 3402 sayılı Kanunun (5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile değişik) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında ... köyü 103 ada 157 parsel sayılı 2/B parselinin kadastro tutanağının beyanlar hanesine Mustafa oğlu ...’nin zilyetliğinde olduğunun şerhi verilerek hazıne adına tespit edilmiş, bilahare 6292 sayılı Kanun uyarınca 22.05.2014 tarihinde davalılardan ...'ye satılmıştır. 09.03.2015 tarihinde 103 ada 157 parsel sayılı taşınmazın karayollarının kamulaştırması sebebi ile ifraz sonucu 103 ada 250-251 parsel sayılı parseller oluşmuştur.
Davacı vekilinin 09/06/2015 havale tarihli dilekçesi ile davacının eveliyatı ... olan daha sonra 2/B arazi niteliğine çevrilerek ... ili, ... ilçesi, ... köyü 103 ada 157 ve 158 parsel numaralarını alan taşınmazların zilyedi olduğunu, ilgili alandan 2/B kadastrosu geçmesi neticesinde, davacının kullandığı alanın bir kısmının 103 ada 158 parsel numarasını aldığını, ancak yapılan kadastro çalışmaları esnasında davacının zilyet olduğu 157 parsel yerine aynı yer 103 ada 153 parsel sayılı taşınmazın davacının kullanımında gösterilerek tespit yapıldığını, kayıtlarda 153 sayılı parsel olarak geçen taşınmazın gerçekte ... tarafından kullanıldığını, davacının herhangi bir bağlantısının mevcut olmadığını, gerçekte 157 sayılı parsellin davacının kullanımında olduğunu ve zilyet davacı tarafından meydana getirilen muhtesatların değerinin taşınmazın zemin değerinden fazla olduğunu belirterek, ... ili, ... ilçesi, ... köyü, 103 ada 157 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, mümkün olmaması durumunda ilgili parsel zemini üzerinde bulunan muhtesatların davacı tarafından meydana getirildiğinin tespiti ile tapu kayıtlarına tescil ettirilmesini talep etmiş,
Mahkemece davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi ile davacının ... ili, ... ilçesi, ... köyü 103 ada 250 ve 251 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali talebinin reddine, ... ili, ... ilçesi, ... köyü 103 ada 250 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatların davacıya ait olduğunun tespiti ile bu şekilde tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm, davacı ve davalılar Hazine ile ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil talebine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 04/03/1981 tarihinde ilan edilerek kesinleşen ... kadastrosu ve 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
1) Davacı vekilinin tapu iptali ve tescil talebinin reddine yönelik temyiz itirazları yönünden;
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve dava konusu 103 ada 157 parsel sayılı taşınmaz dava tarihinden önce 6292 sayılı Kanun uyarınca davalı ... ye satılmış olmakla, artık 6292 sayılı Kanunun şerhe ilişkin hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığından, yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalılar Hazine ve davalı ... vekillerinin muhdesatların davacıya ait olduğunun tespiti ile tapuya tesciline ilişkin verilen karara yönelik temyiz itirazları yönünden;
Çekişme konusu 103 ada 157 parsel sayılı taşınmaz hakkında düzenlenen kadastro tutanağında taşınmazın ...’nin kullanımında olduğunun belirlenmiş ve 6292 sayılı Kanun uyarınca 22.05.2014 tarihinde davalı ...'ye satılmıştır. Taşınmazın satışından sonra Hazine tapu maliki olmadığına göre Hazine yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesi gerekmektedir. Ayrıca, kullanım kadastrosu işlemlerinin kesinleşmesi ile tapuya tescil edilen davaya konu taşınmazın beyanlar hanesindeki şerhe yönelik davanın dinlenebilmesi için davanın, 6292 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın satış işleminden önceki bir tarihte ve Hazineye yöneltilerek açılması gerekmekte olup, taşınmaz satın alan kişi adına tapuya tescil edilip tapu kaydı oluştuktan sonra, davacının davaya konu taşınmaz üzerindeki muhdesatların kendisine ait olduğunun tespiti ile tapu kaydının beyanlar hanesinde şerh verilmesine yönelik talebi şahsi hakka dayalı olmakla bu türden davaların dinlenme olanağının bulunmadığı dikkate alınarak reddedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının peşin harçtan mahsubu ile kalanın istek halinde davacıya iadesine,
2) İki numaralı bentlerde gösterilen nedenlerle, davalılar Hazine ve ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile aynı bentlerde belirtilen yönlerden hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 15/04/2019 günü oy birliği ile karar verildi.





Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön