20. Hukuk Dairesi 2017/6682 E. , 2019/840 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava dilekçesinde, ... ilçesi, ... mahallesi, 12 ada 8 parsel de kayıtlı 14 nolu dükkan, .... kat 2 nolu bağımsız bölüm, 3. kat 5 nolu bağımsız bölüm, .... kat 7 nolu bağımsız bölüm ve 5. kat 10 nolu bağımsız bölümün müvekkillerinin murisi ...adına kayıtlı olduğunu, dava konusu taşınmazların taraflar arasında anlaşma yoluyla satışının mümkün olmadığını belirterek taşınmazlar üzerindeki ortaklığın aynen taksim ya da satış yoluyla giderilmesi istenilmiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile,
... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, 12 ada 8 parselde kayıtlı 2, 5, 7, 10 ve 14 nolu bağımsız bölümler üzerindeki ortaklığın aynen taksimi mümkün olmadığından üzerindeki tüm muhtesatlarla birlikte açık arttırma suretiyle satılarak giderilmesine, satış bedelinin mirasçılık belgesindeki payları oranında taraflara dağıtılmasına karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Öte yandan, Türk Medeni Kanununun 642. maddesine göre; “Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini gözönünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır…”; 650. maddesinde ise; “Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar. Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur'a çekilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden açıkça anlaşılacağı üzere hakim, miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapabilir.
Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı öncelikle aynen paylaştırma isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun biçimde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması halinde, gereğinde farkı para ödetmek yoluyla, denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir.
Bu yolla aynen paylaştırmayı gerçekleştirme olanağı olan mahkemenin mirasçıları satışa zorlayacak bir yöntemi benimsemesi olanaklı olmadığı gibi açıklanan yasal düzenlemelere de aykırıdır.
Somut olaya gelince; çekişme konusu ... ilçesi, ... mahallesi, 12 ada 8 parselde kayıtlı anataşınmazda 5 adet bağımsız bölümün miras bırakan ...adına tapuda kayıtlı bulunduğu, eşinin de vefatı ile geriye davanın tarafları olan 3 adet mirasçısı kaldığı, mahkemece aynen taksim mümkün olmadığından satış sureti ile ortaklığın giderilmesi cihetine gidildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle tarafların miras payları gözetilerek ve yine tarafların anlaşıp anlaşamadığı hususlar tespit edilip ona göre işlem yapılması gerekirken anılan bu hususlar üzerinde durulmaması öncelikle aynen taksim hususunun aydınlatılmaması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 11/02/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.
20. Hukuk Dairesi 2017/6682 E. , 2019/840 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat