20. Hukuk Dairesi 2017/6964 E. , 2019/7595 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
1989 yılında yapılan kadastro sonucu, .... köyünde bulunan 2102 parsel sayılı 87.500 m² yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden mera niteliği ile sınırlandırılmış; 30.03.1990 ilâ 30.04.1990 tarihleri arasında askı ilânı yapılarak itirazsız kesinleşmesi üzerine özel siciline kayıt edilmiş; 4342 sayılı Kanun uyarınca çalışan ....yapılan çalışmalar sırasında da mera olarak tahsis edilmesine karar verilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, 25.03.2010 havale tarihli dava dilekçesinde, çekişmeli taşınmazın üzerinde orman ağaçları bulunduğunu ve taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğunu ileri sürerek mera komisyonu kararının ve mera sicil kaydının iptaline, çekişmeli taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tesciline ve davalıların el atmalarının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda, Orman Yönetimi tarafından, kadastrodan önceki sebeplere tutunularak dava açıldığı, arazi kadastrosunun kesinleştiği tarih ile dava tarihi arasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3. maddesinde yazılı hak düşürücü sürenin geçtiği, mera komisyonunca yapılan tespitin hak düşürücü süreyi ortadan kaldırmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetiminin temyizi üzerine Dairemizin 06.07.2011 gün ve 2011/6456 E. - 8851 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Bozma ilâmında özetle; 'Gerek 766 sayılı Kanunun 31/2. maddesi ve gerekse 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde açık hüküm bulunmamakla birlikte, özel mülkiyete konu olamayacak taşınmazlar hakkında “Kamu Malı” savıyla açılacak davalarda, 3402 sayılı Kanunun 12/3. maddesinde düzenlenen hak düşürücü sürenin uygulanmayacağı açıklanarak; mahkemece, yargılamaya devam edilip, tarafların sav ve savunmaları ile delilleri sorulup, gerekli inceleme ve araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi' gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 2102 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak Uşak İl Mera Komisyonunca alınan 19/02/2010 tarihli ve 435 sayılı karar ile bu taşınmaza ilişkin mera özel sicil kaydının iptaline, dava konusu taşınmazın 'Orman' niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, davalılara yargılama gideri yükletilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, vekâlet ücretine ilişkin olarak davacı ... Yönetimi ve esasa ilişkin olarak da Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.05.2015 gün ve 2014/10194 E. - 2015/4983 K. sayılı kararıyla “1) Çekişmeli taşınmazın orman olarak tapuya tesciline ilişkin hüküm, davacı ... Yönetimince davacı idare yararına vekâlet ücretine hükmedilmemiş olması nedeniyle, davalı Hazine tarafından ise esasa ilişkin olarak temyiz edilmiştir. İncelenen dosya kapsamına, toplanan delillere ve kararın gerekçesine göre, çekişmeli taşınmazın orman olarak tapuya tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi, 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi uyarınca, davada kendisini vekille temsil ettiren Orman Yönetimi yararına vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Bu nedenlerle, davacı ... Yönetimi ile davalı Hazinenin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
2) Davalı Hazine vekilinin elatmanın önlenmesi davası yönünden verilen karara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; dava konusu taşınmaz, 1989 yılında yapılan kadastro sonucu mera vasfıyla özel siciline kaydedildiğine ve bu kayıt iptal edilene kadar davalı tarafın kullanımı mera sicil kaydına dayandığına göre, dava tarihine kadar çekişmeli taşınmaza 'haksız' olarak el atıldığından söz edilemez. Bu nedenlerle, mahkemece, Orman Yönetiminin elatmanın önlenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, davanın elatmanın önlenmesi talebi yönünden de kabulüne karar verilmesi usûl ve kanuna aykırı olup, davacı Hazinenin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulüne karar vermek gerekmiştir.” denilerek tapu iptali ve tescile ilişkin hüküm bakımından onanmış, elatmanın önlenmesine ilişkin hüküm bakımından bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davacının elatmanın önlenmesine ilişkin davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 4342 sayılı Kanun uyarınca.... verilen mera tahsis kararına itiraz ile mera sicil kaydının iptali, taşınmazın orman olarak Hazine adına tapuya tescili ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1990 yılında kesinleşen arazi kadastrosu ile ....sayılı Kanun uyarınca yapılıp 23.02.2010 - 27.03.2010 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmeyen mera tahsis çalışması vardır. Yörede orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, karar tarihinden sonra, 28.04.2018 tarihinde yürürlüğe giren 7139 sayılı Kanunun 33. maddesi ile Orman Yönetimi 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununa göre alınan harçlardan, bu Kanunda belirtilen görevleri kapsamında düzenlenen kâğıtlar sebebiyle damga vergisinden ve tapu ve kadastro işlemlerinden kaynaklanan döner sermaye hizmet bedellerinden muaftır, hükmü gereğince Orman Yönetiminin açtığı dava nedeniyle aleyhine harçlara hükmedilmesi, hatalı olup bu hususlar yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
Bu sebeple; ilk derece mahkemesi hükmünün harçla ilgili 2. bendinin hükümden çıkarılarak yerine “2-Davacı ... Yönetimi harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına'' cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK’nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 18/12/2019 günü oy birliğiyle karar verildi.
20. Hukuk Dairesi 2017/6964 E. , 2019/7595 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 47 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 112 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat